Küçüklüğümden beri vaaz edenleri büyük bir ilgi ile
dinlemişimdir. Çünkü nice bilmediğimiz şeyleri onlardan öğrenmişizdir. Yalnız
şu da var ki; onların hep 21. yüzyılda, ahirzaman fitnesinin tam ortasında
yaşayan insanlara hitap ettiklerinin şuurunda olarak vaaz etmelerini
istemişimdir. Zira bu insanlar haramların ve bid’aların her tarafı sardığı bir
zamanda yaşıyorlar. Öyle bir zaman ki; Ümmet-i Muhammed 1400 senedir bu
fitneden Allah’a sığınmıştır. Garip olan bir şeyde şu ki; böyle dehşetli bir
fitnenin içinde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğunun bundan haberi yoktur.
Şimdi bu büyük fitnenin içinde olan insan ne yapacak ? Ebedi hayatını nasıl
kurtaracak? İşte vaazlarımız bugünün problemlerini ortaya koyup insanımızın
ebedi hayatta sıkıntılara düşmemesi için neler yapması gerektiğini
anlatmalıdırlar. Anlatırlarsa bu dünyada sıkıntıya uğrayabilirler.
Anlatmazlarsa yarın ahirette sıkıntıya düşen insanların önce onların yakasına
yapışıp ‘niçin bize doğru yolu göstermediniz’ diyerek davacı olacakları unutulmamalıdır.
İşte günümüzde toplum olarak yaptığımız yanlışlardan biride
televizyonlarda yapılan dinimizle ilgili tartışma proğramlarıdır. Hâlbuki dini
meselelerin tartışma suretinde bahsi caiz değildir. Her kes haklı çıkacağım diye uğraştığından
ölçüsüz gidilir.Bunun için konuşan ve dinleyenler zarar ederler. Dolayısıyla
böyle proğramlar düzenlemek, bu proğramlara katılmak veya böyle proğramları
izlemek caiz değildir.
Dini meseleler ancak bir mes’elede işin doğrusunu öğrenmek
maksadı ile işin ehli olan kişiler arasında bir fikir alışverişi tarzında
olabilir.
Selahattin ALTINTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder