10 Şubat 2011 Perşembe

Bayramlar vesiledir…


Dinimiz tevhid dini olduğu için, şer işler hariç, her işte birlik ve beraberliği istemiş, birlik ve beraberliğe, yardımlaşma ve dayanışmaya ait işleri teşvik etmiş, tam tersine ara bozacak işleri de yasaklamıştır.
Aslında insanlar arasındaki bağların oluşması, korunması ve devamı son derece önemli olduğu gibi bu bağların zayıflaması ve kopması da o derece kötüdür. Bunun için dinimiz bu bağları kuvvetlendirecek sebepleri işlememizi teşvik etmiştir.
Daha dünyaya gelir gelmez bizi anne-baba, dede- nene, dayı-teyze, amca-hala ve onların çocukları gibi bir çok bağlarla bizi birbirimize bağlamıştır. Sonra komşuluk bağları ile , aynı köy ve şehirli olmak ile, sonra aynı Allah (c.c.)’ın kulu, aynı peygamberin ümmeti, aynı dine mensup olmak gibi başka bir bağla bizi bir birimize bağlamıştır. Sonra aynı okulda okumak, aynı yerde askerlik yapmak, aynı meslekte olmak, aynı işyerinde çalışmak, aynı binada oturmak gibi daha bir çok bağla bizi bir birimize bağlamıştır. Ayrıca evleniriz başka bağlar, oğlumuzu evlendiririz başka bağlar, kızımızı gelin ederiz başka bağlar ve hakeza ve  hakeza.
Hatta hasta oluruz aynı odada yatarız işte dostluk için bir vesile, yan yana aynı yere seyahat ederiz işte bir bağ. Bu ve bunun gibi nice bağlar, özellikle akrabalık bağlarına riayet etmeyi ve onları korumayı dinimiz şiddetle emretmiş, bu bağları koparanları da şiddetle tehdit etmiştir. Özellikle bu akrabalık bağlarına riayet edenler bolluk ve rahat içinde yaşamaktadırlar, hatta fasık bile olsalar. Birlik ve beraberlik bu alemde o kadar önemlidir ki canlı- cansız kim olursa olsun hep bu birliği muhafaza edenler kazanmıştır. Size cansızlardan bir örnek verelim. Sicimi bilirsiniz. İpin biraz kalınıdır. Diyelim ki bir sicim tahminen yüz kiloyu kaldırabilir. Beş sicim ayrı ayrı olsalar toplam beş yüz kilo kaldırabilirler. Ancak bir birlerine sarılsalar ve bir birlik oluştursalar beş yüz kilo değil beş bin kilo kaldırmaktadırlar. Birden güçleri on kat artmaktadır. Bu nasıl olmaktadır? Burada bütün fizik kuralları durmaktadır. Zira birlik olanlara önceden olmayan ekstra bir güç verilmektedir. Hem de en az on kat. Bunun bir tek izahı vardır. Cenab-ı Hak birliği emretmiş ve bu alemde bu emrine uyanlara ekstra bir güç vermektedir. Beş kişi ayrı ayrı olsalar yapacakları iş başkadır, birlik olsalar yapacakları iş çok daha fazladır. Bu fazla güç nereden geliyor? Birlik olmanın mükafatı olarak onu emreden veriyor. Demek bu alemde birlik esastır, zıddı olan ayrılığın ise yeri  yoktur. Dolayısıyla birliğe sebep olan işler güzel, ayrılığa sebep olan işler çirkindir. Birliğe sebep olan ve bunun için çalışan insanlar güzel, ayrılığa çalışan insanlar ise kötü insanlardır. Bunun içindir ki yalan söylemek dinimizde en çirkin şeylerden biri olduğu halde insanların arasını düzeltmek için müsaade edilmiş, dinimizde en esas şeylerden biri olan doğru söylemek ise eğer insanların arasını bozacak ise yasaklanmıştır.
İşte insanları bir birlerine bağlayan bunca bağ yapacağımız söz ve hareketlere göre kuvvetlenir veya zayıflar hatta bazen de koparlar. İşte bayramlar, özellikle günümüzde, zayıflayan hatta kopma noktasına gelen bu bağları kuvvetlendirmek için güzel bir vesiledir. Bunun için bayramlarda en zayıf bağları dahi değerlendirerek kuvvetlenmesine çalışmalıyız. Çünkü insanları bir birlerine bağlayan bu kadar çok ve kuvvetli olan bağlar bir tek söz veya hareketle kopabilir. Bunun için son derece dikkatli davranmalı, her söz ve davranışımıza dikkat etmeliyiz. Aksi takdirde ilişkiler kopar ve toplum içinde yaşanmaz bir hal alır.
İlişkilerin bozulmasında ise diğer insanların hata ve kusurlarını konuşmak, onları yaymak yani gıybet etmek son derece etkili olmaktadır. Bunun için gıybetin yaygın olduğu toplumlar manen yıkılmaktadır. Söz taşımak, onun dediğini buna, bunun dediğini ona yetiştirmek te ilişkilerin bozulmasında son derece etkili olmaktadır. Bunun için gıybet ile koğuculuk dinimizde şiddetle yasaklanmış ve koğucuların Cennete girmeyecekleri haber verilmiştir. Bize düşen kötülüklerden bahsetmemek, onları yaymamak, aksine onları örtmektir.
Öyleyse biz, bizi bir birimize bağlayan bağları kuvvetlendirecek her vesileyi değerlendirmeli, bu bağları zayıflatacak veya koparacak söz ve davranışlardan ise şiddetle kaçınmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder