18 Şubat 2011 Cuma

Yakalanıyorlar, Ya... Sonra?

Evet, her gün haberlerde çeşitli suçlardan yakalananları duyuyorsunuz. Hem de suçüstü… Peki… Bu yakalananlar daha sonra ne oluyor, hiç düşündünüz mü?
Adam hırsızlık yaparken yakalanıyor, adam öldürüyor, birisini bıçaklıyor, ırza tecavüz ediyor vs. ve suçüstü yakalanıyor. Haberlerde olay geniş olarak detaylarına kadar anlatılıyor ve sonunda ‘suçlular adliyeye sevk edildi’ deniyor ve haber bitiyor. Peki.. Bu adliyeye sevk edildikten sonra ne oluyor? Maalesef, artık haberlerde olayın bundan sonrasını öğrenmek mümkün olmuyor. Çünkü haberciler onu bırakıp başka haberlerin peşinde koşmaya başlıyorlar.
Hâlbuki suçluların yakalanması kadar işledikleri suçtan dolayı ne gibi ceza aldıkları da önemli. Öyle ya.. Türkiye çapında haber olacak kadar büyük bir soygun yapılıyor, yapanlar suçüstü yakalanıyor. Her şey ortada… Bir de bakıyorsunuz hırsızlar bir hafta sonra aramızda serbestçe geziyorlar.
Adam hiçbir suçu yokken masum bir insanı öldürüyor, suç sabit olmuş; o da ne…. Adam birkaç sene sonra dışarıda. Sonra da “hırsızlığın önü alınamıyor, suçlar gittikçe artıyor” deniyor. Elbette artacak. Eğer sen, suçlulara hak ettikleri cezaları vermezsen suçların gittikçe artması normal. Demek suç: o suçu işleyenlerden çok, onlara gerekli cezayı vermeyenlerde.
Bundan 30 sene kadar önce bir hukuk fakültesi öğrencisine sormuştum. “Sizler nasıl imtihan oluyorsunuz, hocalarınız imtihanda size nasıl soru soruyorlar?” diye. Dedi ki: Bize imtihanda bir olay verilir ve bu olayı mahkeme etmemiz istenir. Suçluya ne kadar az ceza verirsek hocamız da bize o kadar yüksek not verir.
Problemin taa nereden kaynaklandığını görüyor musunuz? Hoca suçluya ne kadar az ceza verirse öğrencisine o kadar yüksek not veriyor. Hele bir de af ederse tam not. İşte hukuk fakültelerinde zamanında böyle hocaların böyle öğrenciler yetiştirmesi ve neticede onların hayata atılıp hâkim savcı olmaları bugün yaşanan birçok sıkıntının sebebi olmuştur. Hani, yakın zamanlarda haberlerde duyardık: büyük suçlara gülünç cezalar verirlerdi. Şükür ki son yıllarda bu konuda büyük değişmeler olduğuna şahit olmaya başladık. 
Evet, basına bu konuda önemli görevler düşmekte. Kamuoyuna duyurduğu bir olayın günü geldiğine neticesini de, olayın faillerinin ne gibi cezalara çarptırıldığını da duyurmalı. Millet problemin nereden kaynaklandığını bilmeli. Hatta birçok suçlunun hâkim önüne çıkmadan serbest kaldığını da bilmeli. Bu, kamuoyunda bilinçlenmeye ve kamu baskısı oluşturmaya yarayacaktır. Her durumda, problem her nereden kaynaklanıyorsa ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Zaten mesele problemin kaynağını tespit etmektir. Problem tespit edildikten sonra halledilmesi kolay olur.
Yalnız bu ülkede suçluları savunan, onlara ceza verilmesine karşı olanları da unutmamak lazım. Garip bir ülkeyiz. Unutmamak lazımdır ki bir ülkede suçlulara gerekli cezalar verilmezse o ülkede rahat ve huzur kalmaz ve suçlar alıp başını gider ve neticede insanlar sokakta yürümekten korkar hale gelirler. Öyleyse, suç işleyen kim olursa olsun hak ettiği cezayı çekmesine taraftar olmak lazım. Acıyacaksak hırsıza, soysuza, katile, caniye değil, masum insanlara acımalıyız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder