19 Şubat 2011 Cumartesi

Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz


Hocalarımız, vaazlarımız, dine hizmet ediyoruz diye ortaya çıkanlar işin kolayını buldular.
Allah'ın nasıl şefkatli ve merhametli olduğu, nasıl affedici olduğu, peygamberimiz s.a.v.'in güzel ahlakı, anlayışlı oluşu ve hoşgörüsü, dinimizdeki barış, kardeşlik mesajları, orman haftasında ağaç dikmenin dinimizdeki yeri ve kazandırdığı sevaplar, yeşilay haftasında içki, sigaranın zararları ve bu konularda vaazlar ve hutbeler, toplantılar, konferanslar ve paneller ve bu tip toplantı ve panellere binlerce insanın katılması hiç mesele değil, irtica yaygaraları koparan da olmuyor.
Hatta dinimizdeki hoşgörü o kadar ileri götürdüler ki hutbelerden " şüphesiz Allah katında din İslamdır" ayet-i kerimesini bile okumaz oldu. Yahudi ve hristiyanlar üzülmesin veya       olmasınlar diye Yahudi ve Hristiyanların Ebedi cehennemlik oldukları bile dile getirilmez oldu.
Bu şekilde hoşgörü ve anlayış ile orta bir yol bulunup herkesin barış içinde yaşaması hedeflendi. Ah! bir de şu baş örtüsü meselesi olmasa! İslami kesim yıllarca baş örtüsüne kilitlendi ve başka bir şey düşünemez oldu. Hatta başını örttükten sonra daracık pantolon da giyse yadırganmamaya başlandı.
Hayatını İslam yolunda geçirmiş birisi " şimdi İslam'a zıt bir şey yok, herşey İslam'a uygun, Ah, bir şu baş örtüsü meselesi hallolsa" diyebiliyor. Bu insanlar her şeyin İslam'a zıt olduğu günümüz ortamını nasıl tamamen İslam'a uygun görmeye başladı? Nasıl bu kadar körleştirildiler, hayret!
Dinimiz bir bütün olduğu ve olduğu gibi kabul edilmesi gerektiğini, bu insanlara nasıl anlatacağız? Peygamberimiz s.a.v.'in güzel ahlakından bahsederken acaba haksız olarak bir adamı öldürenin kısas yapıp öldürttüğü, zina yapan bir kadını recm ettirdiği, öldürttüğü, içki ve faizi yasak ettiği, Hz.Ebubekir o günkü müslümanlardan namaz kıldıkları halde zekat vermeyiz diyenlere hat,rp açtığı neden bahsedilmiyor acaba? Peygamberimiz s.a.v.'in Yahudi ve Hristiyanlarla cihat yaptığı ve onları Medine'den sürgün ettiği,erkeklerini öldürtüp kadın ve çocuklarını ganimet olarak aldığüından neden bahsedilmiyor?
Bu din düşmanlarını bahusus Yahudi ve Hrisytiyanalrı dinimizden tavizler vererek memnun etme gibi bir meselemiz olamaz.
Biz dinimizi her şeyi ile kabul etmek zorundayız. Bakın Rabbimiz bu konuda ne buyuruyor:" Allah ile peygamberleri arasını ayırmak isteyen bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederiz diyerek ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler: işte  onlar gerçekten Kâfir oalnlardır. Nisa suresi 151.
"Hangi topluluk kur'anı inkar ederse yeri ateştir."(Onlar sana indirilen ayetlerden beğenmediklerini bırakman suretiyle senin)kendilerine yumuşak davranmanı isterler.Böyle yapsan onlar da seni över ve yumuşak davranırlar."Hayır rabbine andolsu ki aralarında çekiştikleri şeyleler seni hakem tain edip(kuran ve hadis)sonra senin verdiğin hükmü içlerinde sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.Nisa suresi 65.

"Eğer birşeyde çekirseniz Allaha ve ahiret gününe inanmışsanız onun hallini Allaha ve  Peygamberine(bugün kuran ve hadise)bırakın.Nisa suresi 59.

"Yakinen bilen bir millet için  Allahtan daha iyi hüküm veren kim vardır?

Kıyamete kadar insanlar arasındaki meselelerin kuran ve hadislere göre haledilmesi Allahın emridir ve bunu  kabul edip benimsemeyenler  iman etmiş olmazlar.

Günümüzde bu ve benzeri hayati meseleler hiç bahsedilmemektedir.Neredeyse bütün dünyada insanlar meselelerini kendi çıkardıkları kanunlara göre halletmeye çalışmaktadırlar.Bu ise yukardaki ayetlerde görülddüğü gibi imina zıttır.Merak ediyorum yarın ahirettede her insan yaptıklarının hesabını verirken oradada beşeri kanunlara göre mi yargılanmak isteyecek?Kuranın ve hadislerin  hükmüne göre yargılanmayı red edip beşeri kanunları mı isteyecek?
halbuki bu gün bizim yaptığımız hareketler kuran ve hadislere göre değerlendirilecek, oraya uyanlar kabul görecek ve uymayanlar ise suç kabul edilecektir.
öyleyse neden biz şimdiden hareketlerimizi kuran ve hadislere uydurmaya çalışmıyoruz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder