18 Şubat 2011 Cuma

Şivlilik ve lâstik yakma!.

Allah cc bu şivliliği çıkarandan razı olsun. Ne güzel bir adet! Mesleğim icabı Konya’nın içinde çok geziyorum. Çocukların şivlilik topladıkları günün sabahında  da her zamanki gibi Konya’nın hemen her bölgesini gezdim. Her bölgede, Konya’nın her kesiminde çocukların aynı şevk ve heyecanla, adeta bir bayram havasında şivlilik topladıklarına şahit oldum. Adeta her evde ayrı bir heyecan; şivlilik toplayan çocuklar en güzel elbiselerini giymişler, ellerinde poşetleri, evlerin kapılarını çalıyorlar. Gurup gurup olmuşlar, büyük olanlar küçükleri kollayıp gözetiyorlar. Ablalık ve ağabeylik yapıyorlar. Aileler de kapılarda gelecek çocuklara vermek üzere şivlilik hazırlamışlar ve çocuklara bunları vermenin mutluluğunu yaşıyorlar. İşte bozmak için uğraştıkları bizim güzel toplumumuz!  Ve güzel adetlerimiz! Veren ayrı bir mutluluk yaşıyor, alan ayrı.
Çocukların ne kadar çok zevk aldıkları o günü nasıl dört gözle beklediklerinden belli. Şivlilik gününden bir gün önce bir çocuğun babası çocuğunu sünnet yaptırmak üzere randevu almıştı. Tabii ki sünnet olacak çocuk, dolayısıyla ertesi günü şivlilik toplayamayacaktı. Bunu düşünen çocuk hayatında bir defa olacağı sünneti ikinci plâna iterek “ Babacığım! Ben yarın şivlilik toplayacağım. Sünnetimi daha sonra olsam olmaz mı?” ricasında bulunmuş. Babası beni arayarak durumu izah etti ve randevuyu bir sonraki güne ertelemeyi rica etti. Ben de elbette kabul ettim ve bir sonraki gün çocuğun sünnetini yaptık.
Ancak kendi kendime sormadan edemedim. – Acaba bu şivlilikte hayatında bir defa olacağı sünnetini ikinci plâna ittirecek ne vardı? Şivlilikte çocukları bu kadar cezbeden şey ne idi? Merak ettim. Hâlbuki bir çok ailenin çocuğunun, toplayacağı şivliliğe ihtiyacı olmadığı halde onları şivlilik toplamaya sevk eden şey neydi?
Sonunda buldum:
Çocuklar o gün başka bir kişi oluyorlar, kendilerine bambaşka bir değer veriliyor ve bambaşka bir muamele görüyorlardı. O güne kadar çocuk muamelesi gören çocuklar, o gün adam muamelesi görüyorlardı. İstedikleri kapıyı çalabiliyorlar, istedikleri eve girebiliyorlar ve adeten hakları olan şivliliği istiyorlardı. O gün, beklide ilk defa, özgür oluyor ve kendisi gibi olan çocuklarla bir eylem gerçekleştiriyorlardı. Kendi kararlarını kendileri veriyor, istediği yere gidiyor, istediği kapıyı çalıyordu. Bu olay onun kişiliğini son derece etkileyen, hatta ileriye dönük hayatını etkileyecek bir olaydı. Onlar böyle bir olayı yılda bir iki kez de olsa yaşamaktan büyük zevk alıyorlardı ki hayatlarında bir defa yaşayacağı sünnet operasyonunu ikinci plâna ittiriyor ve ertelettiriyordu. İnşallah bu güzel adet kıyamete kadar devam eder. Ancak çocuklarımızın çok küçük olmaları, trafiğe alışık olmamaları sebebiyle caddelerden tehlikeli geçişler yaptıklarını gördüm. Böyle güzel günlerin acılı günlere dönüşmemesi için çocukların da ikaz edilmeleri, sürücülerin de bu günlerde  durumun idrakinde olarak her zamankinden daha dikkatli ve daha anlayışlı olarak arabalarını sürmeleri gerektiği kanaatindeyim.
Bir de bu günlere mahsus, başka şehirlerde görmediğim çirkin bir adet var ki o da lastik yakmaktır. Şivlilik nasıl güzel bir adet ise, lastik yakmak ta o derece çirkin bir adettir. Derhal kaldırılmalıdır. Yakanlara çevre sakinleri müdahale etmelidir.
Bilirsiniz, zengin- fakir hepimiz aynı havayı teneffüs etmekteyiz. Dolayısıyla bizim havamızı kirletmeye, zehirlemeye kimsenin hakkı yoktur. Hem de göz göre göre!..  O günler adeta Konya semalarını simsiyah bir ‘İs’ kaplamaktadır. Bu kadar açık yanlışları yapmak ne kadar cahilliktir! Bir insan bu kadar kötü bir hareketi nasıl yapar? Bunu yakan birkaç çocuk veya birkaç çapulcu ise ve biz de koca bir toplum olarak, emniyet güçlerimizle beraber, eğer bu üç beş çapulcuyu engelleyemiyorsak ‘ölmüşüz de ağlayanımız yok demektir’
 Bir daha lastik yakıldığını görmemek dileğiyle…
CEVŞEN DUASI
Ey mülkünde seyahat edenler için karada ve denizde yollar koyup kendini tanıtan,
Ey kâinatın afakı, uzak-yakın her tarafı delil, bürhan ve ayetleri ile dolup taşan,
Ey kâinatta görünen, Kur’an’da okunan tüm ayetlerinde bürhan ve delilleri bulunan,
Ey ölümü yazıp, takdir etmede, canları alıp hayata veda ettirmede kudreti ve kuvveti görünen,
Ey mezarlıklarda izzeti, kabir ve ötesinde haşmetigörünen,
Y kıyamet gününde mülkündeki hakimiyet ve saltanatı perdesiz tezahür eden,
Ey mahkeme-i kübrada cinleri ve insanları hesaba çekmede heybet ve haşmeti görünen,
Ey hesap gününde, mizanda hüküm sahibi olan, adaletle vaadini yerine getiren,
Ey Cennette rahmetinin her çeşit tabakatı ve letafeti bulunuan,
Ey Cehennem ateşinde dehşetli, pek büyük azabı bulunan Allah’ım !
SEN ACZDEN, ŞERİKTEN VE KUSURDAN MÜNEZZEH VE MUKADDESSİN. SENDEN BAŞKA İLAH YOK Kİ BİZE İMDAT ETSİN.El AMAN! EL AMAN! BİZİ RAHMETİNLE ATEŞ AZABINDAN KURTAR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder