Dünya ve ahiret mutluluğu için reçete

Bugün kısa ve öz bir reçete yazacağım.Biliyorsunuz reçeteyi doktorlar hastanın hastalığına göre ve onun tedavisi için yazarlar.

Bu kâinat ve bu dünya içinde çok önemli bir yeri olan insanın bu dünyada ve ileride yaşayacağı ebedi hayatında mutlu olabilmesi için elbette bir reçeteye ihtiyacı vardır. İşte Cenab-ı Hak insanın bu ihtiyacı için peygamberler göndermiştir. Yani insanın mutluluğunun reçetesi peygamberlerin elindedir. Doktorun verdiği reçeteyi tatbik eden bir hasta izni ilahi ile nasıl şifaya kavuşursa peygamberleri dinleyen insanlar da dünyada ve ahirette mutlu olurlar, dinlemeyenlerde perişan olmaktan kurtulamazlar. İşte yazacağımız reçete Peygamberlerin getirdiği reçetedir ve bu reçete her insan için geçerlidir. Yeter ki tatbik etsin. İşte reçete;

Birinci vazifen; bu kâinatı ve bu dünyayı ve insan dahil bütün mahlukatı yaratan, var olan, bir olan Allah (c.c.)’a inanmak. Bütün peygamberleri tasdik ile beraber son Peygamberimiz (s.a.v.), bizim peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v’e inanmak ve O’nun Allah (c.c.) tarafından getirdiği her şeyi kabul edip tasdik etmek. Kur’an-ı Kerim’in Allah (c.c.)’ın kelamı olduğunu ve içindekileri de aynen kabul etmek.Bu iman o kadar önemlidir ki bir kişi iman etmedikten sonra ne yaparsa yapsın kendisini cehenneme girmekten kurtaramaz. Zira iman etmek insanın birinci vazifesidir.

İkinci vazifen; mutlaka beş farz namazını kılmandır. Namaz dinin direğidir ve namazı kılmayan dinini yıkmış olur.(hadis meali) Namazın yanında farz olan ramazan orucunu tutman, malın varsa zekatını vermen ve şartları oluşmuşsa hacca gitmendir. Bu farzlardan birini yapmayan yarın ahirette perişan olacaktır.

Üçüncü vazifen; dinimizde kesin yasak olan başta şirk koşmak olmak üzere faiz, içki, kumar, adam öldürmek, büyü yapmak, ana-babayı üzmek gibi şeylerden uzak durmak.

Dördüncü vazifen; Ana-babanın gönlünü hoş tut, akrabalarınla iyi ol ve onlarla ilgilen. Sadece bunu yapsan bile dünyada rahat etmen için kâfidir.

Kısaca beş vakit namazı terk eden, ana-babasını üzen dünyada ve ahirette perişan olmaktan kurtulamaz.