24 Şubat 2011 Perşembe

Fikir hürriyeti yoktur

Dinimize göre bugünkü anlaşıldığı şekilde fikir hürriyeti yoktur. Buna rağmen fikir hürriyeti hemen hemen toplumun her kesimi tarafından savunulmaktadır. Halbuki kişi istediği fikri istediği şekilde istediği yerde savunamaz.
Yani bir kişi dinimize göre yaptığı hareketlerden mesul olduğu gibi söylediği sözlerdende mesuldür. Dinimizde esas olan hürriyet değil kulluktur. Yani dinimizin hükümlerine teslim olmak, Allah’ın emirlerini tartışmaksızın kabul etmek, ona göre hareket etmek ve haramlardan kaçmaktır. Fikir hürriyeti olacak diye bunlar tartışılamaz veya aleyhinde fikir yürütülemez. Mesela şimdi oruç tutuyoruz. Bu Allah’ın emridir. Biz’de müslümanız. Elbette oruç tutacağız. Şimdi birisi çıksa orucun aleyhinde yazılar yazsa fikir hürriyeti var diye bu hoş karşılanabilir mi? Kadınlar şimdi nasıl açılmaya zorlanıyorlarsa islami toplumlarda da örtünmeye zorlanır. Osmanlı döneminde müslüman olmayan kadınların dahi örtülü olması buna güzel bir örnektir. Şimdi fikir hürriyeti var diye islami bir toplumda dinimizin kabul etmediği şeylerin savunulmasına müsaade edilirmi? Hiçbir rejim kendi aleyhine olacak işlere müsaade etmediği gibi, gene kendi aleyhine olacak fikirlerin söylenmesinede müsaade etmez. Normali budur.
Şimdi bir müslümanda fikir hürriyetini savunacağım derken dinimizin kabul etmediği şeyleri sanki islamiyette varmış gibi kabullenmeye ve savunmaya kalkarak dinimize zıt işler yapmamalıdır.
Fikir hürriyeti nerede olur? Mesela İstanbul’a üçüncü köprü mü yapılsın yoksa tünel mi yapılsın ? Elbette bu konuda herkes istediği fikri savunabilir. Ülkenin kalkınması için neler yapılmalı, kalkınmış, ileri gitmiş ülkelerin seviyesine yetişebilmek için yapılacak işler hakkında herkes serbestçe fikrini söyleyebilir ve söylemelidir. Bu  gibi konularda herkes serbestçe fikrini söylerse ülke belirli yerlere gelebilir.
Demek ki; kayıtsız-şartsız fikir hürriyeti yoktur ve savunulamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder