2 Şubat 2011 Çarşamba

Sen gerekeni yap, karşılığını görürsün.

Her ne konuda olursa olsun, sen gerekeni yap, mutlaka karşılığını göreceksin.
Bugün toplumumuzda birbirimizi sevmemek gibi bir hastalık meydana gelmiştir. İşte bu herkesin gerekeni, üzerine düşeni, kendisinden bekleneni yapmamasındandır.
Özellikle büyükler, büyük olmanın gereğini yaparlarsa, elbette saygı ve hürmet göreceklerdir. Sevilecek ve sayılacaklardır. Bugün küçüklerin büyükleri sevip saymamasında en büyük etkenlerden biri de büyüklerin büyüklüğün gereğini yapmamalarıdır.
Buğday elde etmek için tarlayı ekersin, elma elde etmek için ağaç dikersin, çocuğun olmasını istersen evlenirsin. Peki… sevgi istiyorsan, sevmek ve sevilmek istiyorsan, toplumda herkesin birbirini sevmesini ve saymasını istiyorsan…
O zaman yapacağın iş: sevgiyi çoğaltacak işler yapmaktır. Sevginin merkezi kalp’tir.Sevgiler kalplerde çoğalır ve topluma oradan yayılır. Sevmenin tam tersi olan kızmanın da merkezi kalp’tir. Sevmek ve kızmak ise kişinin elinde değildir. Kendisine yapılan muamele, söz ve davranışlara göre otomatik olarak kalplerde sevme veya kızma meydana gelir.
Aramızda sevginin çoğalması, birbirimizi sevebilmemiz için Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur.
“ İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz  bir şey öğreteyim mi? Aranızda selamı yayınız”
Demek birbirimizi sevmemiz, birbirimize yaptığımız hareketlere bağlıdır. Her gün hakaret ettiğin, kendisine kötülük ettiğin birisinin seni sevmesini bekleyebilir misin?
Birisi size daima iyilikte bulunuyor, yardım ediyor, ne zaman sıkışsanız elinizden tutuyor; elbette sizin kalbinizde ona karşı bir sevgi, saygı, muhabbet meydana gelecektir. Dolayısıyla sizin ona karşı yaptığınız her harekette bu sevginizin eseri görülecektir.
Amma, en yakınınız bile olsa, size hep kötülük yapan, fırsat buldukça kendi menfaati için sizi zora sokan bir kişiye karşı, elbette sizin kalbinizde bir kızma ve buğz meydana gelecektir. Çünkü bu insanın elinde değildir. Bu kızgınlığınız da, ne kadar saklamaya çalışsanız da elbette hareket ve sözlerinizden belli olacaktır.
Demek bugün toplumumuzdaki sevgisizlik ve saygısızlığın sebebi; insanların birbirlerine karşı yaptıkları kötü hareketler, söz ve davranışlardır. Yada, başka bir deyişle, herkesin kendi üzerine düşeni veya kendisinden beklenen hareketi yapmamasıdır.
Herkes üzerine düşeni, kendisinden beklenen hareketi, hatta daha fazlasını da yapmalıdır ki toplum fertleri arasındaki sevgi, saygı ve güzel hareketler çoğalsın ve yayılsın.
Öğretmensin, öğretmenliğin gereğini yap; valisin, üzerine düşeni yap; babasın, amcasın, çocuksun, karısın, kocasın, komşusun, bakansın, başbakansın, bekçisin, komutansın hatta er’sin. Ne olursan ol, o durumda ne gerekiyorsa, senden ne bekleniyorsa yap, hatta daha fazlasını, vazifen olmadığı halde elinden gelen iyiliği de yapmaktan geri kalma ki, toplumda sevgi ve saygı çoğalsın, fertler birbirlerini sevip saysınlar ve herkes mutlu olsun. Eğer sen gerekeni yapmıyorsan, o zaman bari zarar verme, kötülük yapma. Çünkü, insanlara kötülük yapmamak, zararın dokunmaması da bir iyiliktir. Çünkü, toplumdaki sevgi ve saygıları yok eden ve ortalığı sevgisizliğin kaplamasına sebep olan şey, yapılan kötülüklerdir.
Aynı kişinin ayrı ayrı yerlerde yapması gerekenler de ayrı ayrıdır.  
Mesela sen, evde çocukların babası, karının ise kocasısın. Bu durumda onların her birine karşı görevlerin, yapacağın ve yapman gereken hareketler başka  başka olacaktır. Evden çıktın. Mesela, diyelim ki müdürsün. Müdürlüğün gereği olarak yapman gerekenler ayrıdır. Orada da işin gereği ne ise onları yapmalısın. Aynı sen, beraber olduğun kimselerin ise arkadaşısın. Arkadaşlığın gerekleri ise daha başkadır. O zamanda arkadaşlığın gereğini yapacaksın. Aynı sen, bazılarının komşususun, bazılarının amcası, bazılarının dayısı, birinin oğlu ve hakeza. Dikkat et. Onların her birine karşı yapman gerekenler ayrıdır ve onların senden bekledikleri de ayrıdır. Öyleyse onların her birisine karşı vazifelerin ve yapman gerekenler, ve onların senden bekledikleri vardır.
Peki… Her bir durumda, her bir kimseye karşı, ayrı ayrı olan hareketleri ve vazifelerimi ne bileceğim? dersen, Onu da İslamiyetten öğreneceksin. Başka yerde bulamazsın. Allah cc nasıl emrediyorsa, Peygamberimiz s.a.v nasıl yapmış ve tavsiye etmişse öğren ve ona göre hareket et. Böyle yaparsan her durumda ve herkese karşı doğru hareket etmiş ve vazifeni ve  senden bekleneni yapmış olursun. Eğer böyle yapmazsan, yada tam tersini yaparsan toplumdaki bu sevgi ve saygı ortamını bombalamış olursun ki zararı hem sana, hem herkese dokunur ve sen, bunun dünyadaki ve ahiretteki neticelerine katlanmak zorunda kalırsın.
Gel, vakit geç olmadan vazifeni yap, senden beklenen güzel hareketleri sergile ve alnın ak olarak ahirete gitmeye çalış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder