10 Şubat 2011 Perşembe

Kurtuluşun reçetesi



Uzun söze ne gerek; dünya imtihan dünyası, insan ise ebedi hayatı kazanmak için dünyaya gönderilmiş. Ebedi hayatı kazanmanın en kısa yolu ise şudur; iman edip salih amel işlemek, birde haramlardan mümkün oldukça kaçınmak.
İnsan dünya için yaratılmamıştır. Dolayısiyle sadece dünyayı elde etmek için koşuşturmak netice itibariyle boştur. Ne kadar dünyalık elde edersen et neticede hepsi burada kalır ve sen hesabını vermek üzere ahirete gidersin. Bizim maksadımız her iki dünyada birden mes’ud olmak olmalıdır. Bizi yaratan gönderdiği elçiler ve kitaplar vasıtası ile bunun yolunu göstermiştir. Kim ne derse desin Allah’ın kelamının ve resulünün sözlerinin yanında hiç kıymeti yoktur. Herkes birşeyler söylüyor. Allah’ın ve resulünün sözlerinin yanında ne kıymeti olabilir.
Evet, her iki dünyada birden mes’ud olabilmemiz için Kur’an’ı dinlemeli ve hükmüne uymalıyız. Resulüllah’ı dinlemeli ve O’na itaat etmeliyiz. Başka yol yoktur...
Bu nasıl olacak?
Allah’ın bizden istediği gibi, dinimizin bize tarif ettiği gibi bir imana sahip olmalıyız. Çünki bize yarın ilk olarak Ehl-i Sünnet ve Cemaat üzere imanımızın olup olmadığı sorulur. Bunun için Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadını anlatan kitapları okumalı veya anlatan kişileri dinlemeliyiz. Kafamıza göre bir iman yarın bizi kurtaramayabilir. Farzları tereddüt etmeden yapmalı ve bahusus beş vakit namazı vaktinde kılmalıyız. Bizi her taraftan kuşatan haramlardan ise kaçınmalıyız.
İşte kurtuluşun reçetesi budur. Kendini kontrol et. Bu reçeteyi kendine tatbik ediyormusun?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder