10 Şubat 2011 Perşembe

Umumi bir bozulma var!

Bugün toplumda o kadar yanlış fikirler var ve o kadar yanlış işler yapılmaktadır ki; artık onları düzeltmeye çalışmanın da bir faydasının olacağını sanmıyorum. Kavram kargaşası, fikirlerin bozulması bir toplum için en tehlikeli şeydir. Çünkü, yapılan işler, hareketler hep fikirle alakadardır. Fikir bozuk ise, yapılan iş nasıl doğru olabilir? Maalesef, umumi olarak fikirlerin bozulmasında sabahlara kadar devam eden siyasi tartışmalar ve dini münakaşalar etkili olmuştur. Artık bu saatten sonra bu tarz ile bu gidişata dur demek te mümkün değildir. Bu fikir karışıklığı dönemi için peygamberimiz s.a.v. “ahir zamanda ihtiyare kadınların dinine tabi olun” buyurmuşlardır. İhtiyar kadınlar; meseleleri incelemeyi bilmezler ve her şeyi Allah (c.c.)’tan bilirler. Yağmur yağsa “Allah (c.c.)’ın işi, ne güzel yağdırıyor” yağmur yağmasa “Allah (c.c.) kendisi bilir” derler. Bir çocuk, vakti geldiği halde konuşamasa veya yürüyemese “Allah (c.c.)’tan izin çıkmadı” derler. Sebepleri bilmezler. Her şeyi Allah (c.c.)’tan bilmek gibi yüksek ve tereddütsüz bir imana sahiptirler.
Şu anda umumi bir bozulma vardır. Ne yazık ki; ne önüne geçmek nede durdurmak mümkündür. Nasıl ki kış geldiğinde herkes kapısını, penceresini kapatır; hatta en küçük delikler bile tıkar. Sonra da evi ısıtmak için soba yakar. Dışarıyı ısıtmakla kimse meşgul olmaz. Çünkü o, insan takatinin çok üzerindir. Orası vakti gelince Allah (c.c.) tarafından kolayca ısıtılır. İşte şimdi içinde bulunduğumuz manevi kışın, bu umumi bozulmanın vakti gelince, umumi bir inkılap ile çabucak düzeleceğine inanıyorum. O güne kadar bizim yapacağımız şudur;
Önce; faiz, içki, zina, açık-saçıklık, kumar, ana-babaya isyan gibi büyük günahlardan uzak durmak ve dışarıdaki her türlü pisliği evimizin içine sokan televizyonu kaldırmak ve internet gibi her türlü pisliğe ulaşmaya yarayan cihazlardan uzak durmak. Sonra; “ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” ayeti gereğince bahusus ibadetin özü olan beş vakit namazı vaktinde kılmaktır. Namazsız Müslümanlık olmaz. Namazını kılmayanların Firavun, Haman gibi azılı kâfirler ile beraber haşr olacakları hadis-i şerifte bildirilmiştir. Namaz kılmayanlara daha nice tehditler mevcuttur. Dünyanın en küçük bir tehlikesinden korkup, ahirete ait şiddetli tehlikelere kulak asmamak nasıl olur? Ayrıca; farz olan oruç, hac, zekat gibi ibadetleri de yapacaksın. Vaktin olursa, yapabilirsen ahiretine çok sevap gönderebileceğin ibadetler de vardır. Ahir zamandan bahseden bir hadis-i şerifte “ sen, o zaman insanları bırak” diyor.(Ramuz el ehadis) Belki de bugün öyle bir zamandır.
Beş vakit namazdan sonra teheccüt namazı, evvabin namazı, kuşluk namazlarını da kıl. Zira bunları yapanlara büyük müjdeler vardır. Teheccüt namazı kılanların insanlar hesaba çekilmeden önce hesapsız Cennet’e girecekleri, kuşluk namazı kılanların Cennetlik oldukları, yatsı namazının son iki rekat sünnetini dört rekat kılanların o namazı kadir gecesinde kılmış gibi sevap alacakları bildirilmiştir.
Dilin de boş durmasın. En kıymetli zikir “Lâ ilahe illallah” zikridir. Ondan sonra “ Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerikeleh lehülmülkü velehülhamdü yuhyi ve yumit vehüve hayyül lâ yemut biyedihil hayr vehüve ale külli şeyin gadir” tesbihi o kadar sevaplıdır ki; onu en çok söyleyen en çok sevapla gelecektir.
Sübhanellahi ve bihamdihi” tesbihi kıyamet günü amellerin tartıldığı teraziyi dolduracaktır. “Sübhanallahi velhamdülillahi velâ ilaheillallahuvallahuekber”  “lâ havle vela guvvete illa billahil aliyyil azim” “ hasbünallahu veniğmel vekil” tesbihleri, “sübhanellah, elhamdülillah, Allahuekber” zikirleri en önemli zikirlerden olup faziletleri ile ilgili pek çok hadis-i şerifler mevcuttur. Sen yine de “ estağfirullah” “estağfirullah el azim” “ estağfirullah el azim, el kerim, er rahim ellezi lâ ilaheilla hu, el hayyul gayyumu ve etebuileyh” deneyi unutma! Zira peygamberimiz s.a.v. “ ben günde yetmiş defa, diğer bir rivayette, yüz defa istiğfar ediyorum” buyurmuşlardır.
Bu arada, her işinde besmele çek; otur besmele, kalk besmele. Bol bol salavat getirmeyi de unutma. Zira kıyamet günü peygamberimiz’e s.a.v. en yakın olacak olanlar O’na en çok salavat getirenler olacaktır. Salavat çekmenin başlı başına bir tarikat olduğu söylenmiştir.
Dışarıda fırtına çok şiddetlidir. Kendimiz ve çoluk çocuğumuzu, gücümüz yeterse diğer kardeşlerimizi de kurtarmaya çalışmalıyız. Dikkatli olmalıyız. Zira, asıl fitne dine hizmet edeceğim diye ortaya çıkıp, dinden taviz vere vere ortada din bırakmayanlardan gelmektedir. Dinimizin açık açık yasakladığı şeyleri yaparak dine hizmet olur mu?
Bu millet ilahiyatlardan çok şeyler bekliyordu. En büyük darbelerden biri de o kesimden geliyor desem acaba yanlış mı söylemiş olurum? Dinden uzak bir hayat süren dansöz, şarkıcı, artist kadınlar bile bu ilahiyat hocalarına “ o kadar da değil, o kadar da olmaz hocam be” diyerek ders verdiklerine şahit olmaktayız. Bu hocaların yetiştirdikleri de vaaz ve hoca olarak camilerimizde görev yapmaya başlamışlardır. Etkileri de görülmeye başlamıştır. Bundan en az on beş yıl önce bu gerçeği fark etmiş ve “ bize bu eski, klasik hocaları aratacaklar” demiştim. Ne yazık ki o günler de geldi. Şükür ki elimizde sağlam kitaplarımız var.
Allah (c.c.) cümlemizi bu ahir zaman fitnesinin her türlüsünden muhafaza etsin, amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder