18 Şubat 2011 Cuma

Takva Elbisesi

Demek,insanın ayıp yerlerini örten iki çeşit elbise vardır. Maddi olan ayıp yerlerini örten şu bildiğimiz elbiseler; diğeri de manevi ayıplarını örten manevi elbiseler.İşte bu manevi elbisenin adı takva elbisesidir. Bu konuda Rabbimiz teala cc A’raf suresi 26. ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır: Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır.
İnsanın maddi ve manevi olmak üzere iki yönü vardır. Dolayısıyla insan ile ilgili her şeyin de iki yönü vardır. Mesela, bir elma yersin. Bu elmanın iki yönü vardır. Biri maddi, diğeri manevi. Bu elmanın maddi yönü, yani içindeki vitaminler, mineraller ve hakeza… bunlar insanın maddi vücudunu besler. Manevi yönü ise, yani, haram veya helâl oluşu ile de insanın manevi yönüne bakar. Eğer yediği şey helâl ise manevi alemine faydalı olur, haram ise manevi tarafını zehirler.
Herkes zanneder ki yediği şeyin helâl veya haram olması onu hiç etkilemez! Cezası var ise de o da ahirettedir. Hayır, öyle değil. 
Bir de yediğin veya içtiğin şeyin maddesi de haram olabilir. O zaman o şeyin maddesi de zararlı olur. Mesela; içkinin maddesi de manâsı da haramdır. Dolayısıyla içkinin maddesi maddi olarak vücuda zarar verdiği gibi, haram oluşu ile de manevi alemi zehirler. Yenen şey elma gibi maddesi helâl olup ta mesela haram yollardan elde edilmiş ise o zaman bu elmanın maddesi zarar vermez amma haram olduğundan dolayı manevi alemi zehirler.
Bunun için dinimizde helâl lokmaya büyük önem verilmiş ve  “ibadetin onda dokuzu helâl lokmadır” denmiştir.
Bizim maddi gözlerimiz bu maddi alemi gördüğü gibi manevi gözlerimiz de manevi alemi görür. Eğer maddi gözlerimiz kör olursa bu maddi alemi göremeyiz. Eğer manevi gözlerimiz kör olursa manevi alemi göremeyiz. Bunun için, işte o manevi körlere “gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler” denmiştir. Bu ayette bahsedilen o göz ve kulaklar manevi olan göz ve kulaklardır.
Manevi hayatın hayatı iman iledir. İmanı olmayan adam manen ölüdür. Bu yüzden kâfirler manevi aleme karşı tamamen kör olduklarından onlar hakkında yukarıda bahsettiğimiz “gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler” denmiştir. İman edenlerde ise manen hayat vardır amma yenen, içilen, konuşulan, dinlenen, bakılan haramlar yüzünden bu cihazlar bozulur ve manevi olarak vazifelerini yapamamaya başlarlar. Özellikle haram yemek bütün manevi cihazları bozar. İşte bunun için dinimizde helâl lokmaya çoook büyük bir önem verilmiştir.
Hatta, Peygamberimiz (sav) “haramdan beslenen bir vücut ateşe daha layıktır” buyurmak sureti ile meselenin ne kadar önemli olduğunu dile getirmişlerdir.
Bu yüzden ‘gelsin de nereden gelirse gelsin’ diyenler, gayr-ı meşru kazançlar ile beslenenler, haram helâl demeyip yiyenler manevi aleme karşı körleşirler. Artık onlara hakikatleri anlatamazsınız. Ne kadar güzel bir şekilde anlatırsanız anlatın, gene de anlayamazlar. Çünkü, manevi cihazları bozulmuştur.
Takva elbisesi ise: insanın maddi ayıp yerleri olduğu gibi manevi ayıpları da vardır. Hataları, kusurları, günahları, insanların bilmesinden çekindiği yanlış işleri gibi. İşte insan maddi elbiselerle maddi ayıplarını örttüğü gibi, takva elbisesi ile de, yani Allah’ın yasakladığı şeylerden uzak durmak sureti ile de, bu manevi ayıplarını örter. Eğer günah işlemeye başlarsa bu takva elbisesi kalkar. Böylece diğer insanlar onun ayıplarını, kusurlarını, günahlarını görmeye ve öğrenmeye başlarlar. Ne kadar onları saklamaya uğraşsa da buna muvaffak olamaz. Çünkü, haramları işlemeye başladığı için o manevi ayıpları örten takva elbisesi kalkmıştır. İşte, Allah cc onlara rahmet etsin, Adem babamız ile Havva validemiz cennette Rabbimizin yasak ettiği şeyi yer yemez bu takva elbiseleri kalkıverdi de ayıp yerleri görünüverdi. Ağaçların yaprakları ile örtünmeye çalıştılar amma olmadı. Demek hata, kusur ve günahlarımızı ve insanların bilmesini istemediğimiz işlerimizi kendi gayretimizle saklamamız mümkün değildir. Onları Allah cc örter. Haramları, dinimizde yasak olan işleri yaparsak örtmeyiverir. O zaman sen ne kadar uğraşsanda onları örtemezsin, insanların öğrenmesine mani olamazsın.“Bunun üzerine onlar (Adem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Adem Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.” Ta Ha Suresi 121
Evet, bütün hata ve kusurlarımıza rağmen eğer insanlar içinde yüzümüz ak olarak dolaşmak ve hata ve kusurlarımızın bilinmesini istemiyorsak takva elbisesini giymeli ve haramlara girerek o elbiseyi çıkarmamalıyız. Adem atamız ile Havva validemiz şeytanın sözünü dinleyip yasak olan şeyi yeyince ayıp yerleri görünüverdiği gibi, eğer biz de bu gün şeytanı dinler ve onun yap dediği Allah’ın yasak ettiği şeyleri yaparsak insanlar içinde rezil olmaktan kurtulamayız.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder