1 Şubat 2011 Salı

Bizim hayatımız bugündür

Çünkü düne gidemeyiz, dün yaptığımız yanlışları artık düzeltemeyiz. Mesela yapmış olduğumuz bir trafik kazasını yok edemeyiz. Veya yapmamız gereken bir şeyi eğer yapmamışsak artık vakit geçmiştir. Düne gidip o şeyi yapmamız mümkün değildir.
            Gelecekte hatta yarında öyledir. Yarın yaşayacağımız kesin değildir. Nitekim sabahları verilen selalar  bize dün beraber olduğumuz bazı kimselerin ahirete gittiklerini, artık onların bugün yaşamadıklarını ve dünyada olmadıklarını bildirir. Yaşasak bile  yarın yapılacak işleri ancak yarın yapabiliriz. Öyleyse bugüne dikkat etmeliyiz. Bugünü değerlendirmeyen ihtimal ki yarınki günleri de değerlendiremez. Veya bugünü değerlendirmeyen bugünü bir daha bulamayacaktır. Çünkü geçen gün asla geri dönmez.
            Öyleyse biz bugünümüze bakalım ve ona dikkat edelim. Sabahtan akşama kadar yaptığımız hareketlere , söylediğimiz sözlere, işlediğimiz işlere ve hakeza her şeyimizi inceleyelim. Zira denizden bir damla o denizden haber verir. Bugün yaptıklarımız ömrümüzü nasıl geçirmekte olduğumuzdan da haber verir. Önce elimize bizi şaşırtmayacak bir ölçü alalım. Yarın ahirette doğru kabul edilecek şeyleri ve kötü kabul edilip yüzümüze çarpılacak şeyleri dinimizden öğrenmeliyiz. Demek ki dini ölçü olarak almayanın doğru bir ölçüsü olmaz, olsa da kafasına göre ölçüsü olur ki onada ölçü denmez.
Mademki doğru ölçüyü bulduk. Öyleyse ölçmeye başlayalım. Sabah kalkışımızdan ve farz olan sabah namazını kılıp kılmadığımıza bakalım. Zira gün içinde mutlaka yapmamız istenen farzlar vardır. Onları yapıyorsak doğru yapıyoruz demektir. Sünnetler var, güzel kabul edilen ve yapanlara sevap kazandıran güzel hareketler, her türlü iyilikler, bunun yanında alın teri dökerek helal kazanıp yeme var. Haramlardan kaçmak ise şart. Yaptığımız işler konuştuğumuz sözler gittiğimiz yerler yiyip içtiklerimiz hatta her şeyimiz haramlardan uzak olmak zorunda. Haram yersek ahirette ateş yedirirler, harama bakarsak gözlerimize ateş doldururlar, haram tutarsak ateş tuttururlar ve hakeza. Haramlar yarın ahirette ateş şeklinde olacak ve bize azap verecektir.
Şimdi hareketlerimizi bir kez daha inceleyelim. Seni cennete götürecek hareketler mi yapıyorsun yoksa cehenneme götürecek işler mi yapıyorsun?
Yoksa bu gibi şeylerle hiç ilgilenmiyor musun. Bilki hiç ilgilenmesen de hatta ahireti ve orada olanları yok saysan da onlar mutlaka başına gelecektir. Cehennemi inkar eden kafirler yarın cehenneme sokulup “yalanlayıp durduğunuz ateşe girin bakın bakalım yalanmıymış “ denilecektir. Demek inkar etmek hiçbir şeyi değiştirmiyor. İnkar etmek ile kişi ancak kendi ocağını söndürüyor. İsyan edenlerde öyle onlar ancak kendilerini mahvediyorlar. Eğer biraz olsun kendimizi seviyorsak bizi yarın ahirette tehlikeye düşürecek hareketlerden son derece uzak durmalıyız. Nasıl ki dünyevi bir tehlike ihtimali olduğu zaman ihtiyatlı davranıyoruz.
“Dünya sevgisi bütün hataların başıdır”  hadisi şerifi gereğince bütün yanlış işleri bu dünya sevgisi yüzünden yapıyoruz. Bundan kurtulmanın yolu ölümü düşünmektir. Çünkü ölüm hayal değil, gözümüz ile gördüğümüz bir gerçektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder