1 Şubat 2011 Salı

Her şey bir imtihandır!

Çevrenizde olan olaylara, başınıza gelen her bir hadiseye dikkat edin. Zira onların her biri, tek tek sizin için ayrı bir imtihandır. Herkes bilir ve söyler ki bu dünya imtihan dünyasıdır. Peki bu imtihanın soruları nelerdir? Hiç düşündünüz mü? Evet çevrenizde olan her bir olay, başınıza gelen her bir hadise sizin için bir imtihan sorusudur.
Bu olaylar karşısında sizin takındığınız tavırlar, söylediğiniz sözler, yaptığınız hareketler o soruya verdiğiniz cevaplardır. İşte bu gün sizin bu olaylar karşısında takındığınız tavırlar, söylediğiniz sözler, yaptığınız hareketler hatta aklınızdan ve kalbinizden geçenlere kadar hepsi kaydedilir. İşte yarın ahiretteki hesap, sorgu bu yaptıklarınız ile ilgili olacaktır.
Aynı olaylar karşısında insanlar ayrı ayrı tavırlar sergilerler. İşte o tavır ve davranış o kişinin nasıl bir kişi olduğunu, seviyesini ve derecesini gösterir. Mesela bir komşunun odunu, kömürü yok, soğukta titremektedir. Bu durumda komşulardan birinin kılı dahi kıpırdamazken diğeri o komşunun sıkıntısını giderebilmek için koşuşturur. İşte insanların ne olduğu, derecesi, seviyesi hep bu olaylar neticesinde ortaya çıkar ve kayıt altına alınır. Ebedi hayatta göreceği muamele hep bu hareket, söz ve davranışlarına göre olacaktır.
Bunun için çevremizde meydana gelen her bir olayı rasgele oluyor sanma! Her bir olay bilerek cereyan ettiriliyor. Zira insanı yaratan Cenab-ı Hak olduğu gibi imtihan eden de O’dur. O’nun her işi mükemmel olduğu gibi imtihan etmesi de mükemmeldir. Nasıl ki öğretmen ilk okuldaki çocuğa ayrı, üniversitedeki öğrenciye ayrı soru sorar. Elbette öyle olması gerekir. Her bir insanın da karşısına çıkan olaylar tam o insana göredir. Evlendiği kişi, dünyaya geldiği aile, ondan olan çocuklar, iyi veya kötü komşular, herkesin işi, işindeki arkadaşlar veya olaylar, devletin başına geçen kişiye kadar, havanın sıcak veya soğuk oluşuna kadar, bazen parasızlık, hastalık, bazen bolluk, sıhhat ve afiyet… aklınıza ne gelirse hepsi ayrı bir imtihan. Sizin imtihanınız tam size göre olduğundan şikayet etmeye hakkınız olmadığı gibi başkasının haline bakıp da “niye onlar iyi de ben böyleyim” deme! Karıncanın yükü ile filin yükü bir olmaz. Şu kadar var ki Cenab-ı Hak kimseye taşıyamayacağını yüklemez. Bunun için intihar etmek yasaktır. O, kimi nasıl imtihan edeceğini çok iyi bilir. Sana düşen başına gelen olaylar karşısında şikayet etmek değil, belki her bir olay karşısında yapılacak doğru hareketi kitaplardan öğrenmek ve ona göre hareket etmektir.
İyi hareketler derece derece olduğu gibi kötü hareketler de derece derecedir. Bir adamı haksız yere döğmek başka, zulmen öldürmek başkadır. İkisi bir olur mu?
İşte dünya öyle bir dünya, öyle bir imtihan yeri ki, imtihanın soruları da öyle mükemmel ki senin ne olduğunu ve dereceni mükemmel olarak ortaya çıkarır. Ve derecen tesbit edilir, notun verilir ve kitap halinde yarın ahirette iyi isen sağ eline, kötü isen sol eline verilir.
İnsan her yeni gün ile yeniden imtihana girer. Her gün yeni olaylar ile karşılaşır. Bazen yaptığı bir hareket onun değerini yükseltirken bazen de söylediği bir söz onu hiçe indirir.
Ölünceye kadar bu imtihan böylece devam eder gider. Kapıya gelen bir dilenci imtihan olduğu gibi, müşteri ayrı bir imtihan, işlerin iyi gitmesi ayrı, kötü gitmesi ayrı bir imtihandır. Hastalık ayrı, sıhhat ayrı bir imtihan. Varlık ayrı, darlık ayrı bir imtihan. Yaz ayrı, kış ayrı imtihan. Doğanlar ayrı ölenler ayrı imtihan. Komşun ayrı bir imtihan, işyeri ayrı bir imtihan. Savaşlar ayrı, depremler ayrı, salgın hastalıklar ayrı imtihan. Ve hakeza. Bu arada Allah (c.c.)’ın emirleri ayrı yasakları ayrı bir imtihan. İmtihan ha imtihan. Ölünceye kadar bütün bu durumlara karşı ne yaptığın çok önemli. Zira ebedi alemde göreceğin muamele hep bu olaylar karşısında yaptığın hareketler, söylediğin sözler ve davranışlarına göredir.
Öyleyse dikkat! Önemli olan olaylar değil, olaylar karşısında senin takındığın tavır, söylediğin sözler, yaptığın hareketlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder