1 Şubat 2011 Salı

İyi ve kötüyü nasıl ayırırsınız?


Eğer ‘kafama göre ayırırım’ diyorsanız yandınız demektir. Çünkü insanın bilgisi ne kadar ki kendi bilgisi ile doğruyu bulabilsin. Herhangi bir alanda profesör bile olsa diğer binlerce alanda cahildir. Bu yüzden insanlar doğru ve yanlışların kendilerine bildirilmesine muhtaçtırlar. Aksi takdirde doğruyu bulup, ona yönelmeleri imkansızdır. Aslında tarih buna şahittir. Peygamberin gelmediği zamandaki insanlar ne yapacaklarını şaşırmışlar ve fetret dönemini yaşayarak insanları mal gibi pazarlarda alır satar olmuşlar, kızlarını diri diri gömecek kadar vahşileşmişlerdir.
Peygamber geldiği halde O’nu dinlemeyenler, O’nun getirdiği hükümlere göre hareket etmeyenlerde, hangi dönemde olursa olsun fetret dönemi insanları gibi zalimleşmişlerdir. Günümüz zalimleri bunun en güzel örneğidirler. Peygamber var, kitep var amma uygulamadıktan sonra…Eczanedeki ilaç gibi…Kullanmadıktan sonra ilacın olmasının sana ne faydası olur ki..
İşte bizim ve insanlığın bugünkü sıkıntısı budur. Doğru ile yanlışı, güzel ile çirkin olan şeyleri bize öğreten peygamber elinde bir kitap ile bizlere gelmiştir. Bize düşen O’nu kabul etmek ve getirdiği kurallara göre hayatımızı tanzim etmektir. Orada emir ve tavsiye edilenleri doğru kabul etmek ve elden geldiği kadar hayatımıza tatbik etmek; çirkin, yanlış, kötü olarak bildirilenleri de çirkin, yanlış ve kötü olarak kabul edip elden geldiği kadar onlardan kaçınmak. İşte yapılacak iş bu…
Dolayısıyla neyin yanlış, neyin doğru olduğu hususunda uzun uzun tartışmaya gerek yoktur. Herkes kendi kafasına göre bana göre şöyle, bana göre böyle diye yaptıkları tartışmaların aslında hiçbir kıymeti yoktur. Kimin fikirleri Kur’an ve hadislere uyuyorsa  onun fikirleri doğrudur. Kimin fikirleri de Kur’an ve Hadislere uymuyorsa onun fikirleri yanlıştır. Uzun uzun tartışmaya ne gerek.
Amma Hocam, biz bugün konuşurken kendi aklımızı ve fikirlerimizi esas alıyoruz. Kur’an’a uyup uymadığına hiç bakmıyoruz ve böyle bir meselemiz de yok. O zaman ben de sana derim ki; Kur’an ve Hadislerde belirtilen hususlarda aykırı fikir ortaya koymak son derece haddi aşmaktır ki; atılmış bir damla sudan yaratılan ve kısa bir müddet sonra kabirde leş olacak zavallı bir insan için çok acınacak bir durumdur. Ya Hu!.. Hiç aklın çalışmıyor mu? Bu dünyanın işlerini sen mi daha iyi bilirsin, yoksa bu dünyayı yaratan mı? El insaf…

ÖZLEDİM SENİ
Seni bekliyorum Seni  rüyama..
Nur cemalin ziya versin sevdama
Manâ alemime  gönül dünyama.
Gel Ya Resulallah ! Özledim Seni…

Bu cihan hayrandır senin şanına.
Her fani müştaktır vuslat anına.
Keremen dostlarla  beni yanına.
Al Ya Resullallah ! Özledim Seni…

Biçare ruhumun  çaresi sensin.
Bir tebessüm gönder acılar dinsin.
Gül ki bu dostuna dostun sevinsin
Gül Ya Resullallah ! Özledim Seni…

Güller açar senin gülden terinde.
Mevlâm kavuştursun günün birinde.
Hakikat yurdunda mahşer yerinde.
Bul Ya Resullallah ! Özledim Seni…..

Senin sevgin yeter artar Cihan’a.
Seni seven canlar  girer Cinan’a.
Sana komşu olmak şifadır cana.
Ol Ya Resullallah ! Özledim Seni…..

Günahkârım, lâkin hayranım sana.
Gönlünde bir sevgi  ayırın bana.
Benimle Cennet’te şöyle yan yana.
Kal Ya Resulallah ! Özledim Seni…
Osman ALTAŞ
                                                              

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder