1 Şubat 2011 Salı

İnsan fıtraten Allah’ı arar!..

Vücudumuz bu alemdendir. Bunun için ihtiyacı da bu alemden olan şeylerdir. Bu yüzden yeriz, içeriz, hava alırız. Hatta bunlar olmadan vücudumuz yaşayamaz. Amma ya ruhumuz? O bu alemden değil ki… Dolayısıyla bu alemden olan yiyecek, içecek gibi şeyler onu doyuramaz. O beka alemindendir. Rabbimiz insanı yarattığı zaman ona ruhundan üflemiştir. Dolayısıyla her insan; inansın inanmasın, bilsin bilmesin, farkında olsun olmasın, Rabbini arar.
“Birbirinize düşman olarak inin yeryüzüne” (Bakara suresi 36) hitabına mazhar olan insan; cennetten ayrılmış, Rabbinden uzaklaşmış ve bu sebepler alemine gelmiştir. Rabbi Allah, mekanı cennet olan bir insan bu dünyada ne yapsın? Başlamış Rabbini aramaya.
Ancak insan Rabbini nasıl bulsun, bu mümkün değil. Öyle olunca Rabbimiz kendisine ulaştıracak yolları göstermek üzere elçilerini göndermiştir.
İşte, fıtraten Rabbini bulmaya çok muhtaç olan insanoğlu; eğer o elçileri, şimdi ise son elçi olan Hz.Muhammed s.a.v’i dinlerse rabbini bulabilir. O’nu dinlemeyen, gösterdiği yolda gitmeyen asla Rabbini bulamaz.
İnsan nasıl maddi olan ihtiyacını karşıladığı zaman, mesela yemeği yediği zaman vücudu rahatlarsa, Rabbini bulduğu zaman da ruhen rahatlar ve huzura kavuşur.
İnsanların çoğu ev, eşya, elbise, araba ve diğer güzel şeylere sahip olmakla huzura kavuşacaklarını sanırlar. Hatta bunları elde edeceğiz diye ömürlerini tüketirler. Halbuki isteklerini elde etseler bile huzura kavuşamazlar. Nasıl acıkan birisine müzik dinletmekle onun açlığını gideremezsiniz, ruhu aç olan birisine de ne kadar güzel yemek yedirseniz, dünyanın en güzel yerlerinde gezdirseniz gene de onu rahatlandıramazsınız. Çünkü onun ruhunun ihtiyacı maddi şeyler değil ki... O rabbini arıyor. Ancak O’nu bulursa rahatlar. O’nu bulan her şeyi bulmuştur, O’nu kaybeden ise her şeyi kaybetmiştir.
O’nu bulmada insanlar derece derecedir. En kamil manada bulan peygamberimiz s.a.v’dir. O, bizzat gitmiş, O’nunla görüşmüş ve gelmiştir. Onun için en huzurlu ve en mutlu insan O’dur.
İşte insanlar, peygamberimiz s.a.v’in tarif ettiği yoldan giderlerse O’nu bulabilirler ve derecelerine göre ona muhatap olabilirler; O’ndan isterler, o’na sığınırlar. O’nun idaresinde olduklarını anlarlar ve O’na kulluk ederek teslim olurlar. İşte böyle insanlar rahat ve huzur içindedirler. Bu, Allah’a kulluk etmeyenlerin asla ulaşamayacakları bir huzurdur. Bunun için, Rabbini bulup, O’na kulluk yapan insanların yanına stres denen ruh sıkıntısı yanaşamaz.
Demek asrın hastalığı olan Stres’in sebebi neymiş? Kişinin Rabbini bulamaması… Bu kişilere uyutucu ilaçlar veriyorlar. Onları uyutuyorlar. Anlıyor musunuz? Adamın derdini anlamamışlar ki tedavi edebilsinler.
İşte insan Allah’a kulluk ederek daha dünyada rahat ve huzura kavuşur. Bu, ücretin peşin olan kısmıdır. Asıl mükafat ahirette ve ebedi olacaktır.
Rabbimiz hepimize nasip etsin, amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder