1 Şubat 2011 Salı

Kandil Gecelerinin Hikmetleri

Kandil gecelerinin pek çok hikmetleri vardır. Adeta kandil geceleri dünyanın yoğun işleri içinde dalıp giden insanlar için bir uyarıcı görevini görmektedir. Çünkü insan ebedi bir alem için yaratılmış ve dünyada geçici olarak misafireten bulunmaktadır. Asıl vazifesi ise ibadet etmektir. Rabbimiz “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” buyurmuştur. Hal böyle olduğu halde, insan dünya hayatına dalar gider. Çoğunluğumuz böyle değil miyiz? Elbette yaratan insanı çok iyi bilir. Böyle dalıp giden insanlara bir uyarıcı, onları gafletten uyaracak şeyler lazımdır. İşte kandil geceleri de bunlardan biridir.
İnsan yoğun dünya meşgaleleri içinde koşuştururken günler ve aylar geçer gider. Ve insan asıl vazifesi olan ibadetten uzaklaşır ve ahiret hayatını unutur. Bu ise insanın yaratılış hikmetine taban tabana zıttır. İşte insan tam bu vaziyette dalmış giderken bir kandil gecesi gelir. Şükür ki toplumumuzda böyle geceleri ihya etmek, camilere koşmak ve camileri doldurmak adettir. Ne güzel bir adet!.. Orada diğer mümin ve Müslümanlarla namaz kılmak, gürül gürül salavatlar getirmek, hep beraber olup mevlidler dinlemek, dualar etmek insanı bambaşka alemlere götürür. İnsan anlar ki hayat sadece koşuşturmaktan, çalışmak, kazanmak, yeyip içmekten ibaret değildir. Ve böylece diğer zamanlarda da bütün vaktini dünyaya harcamaması gerektiğini, gitmekte olduğu alem için de hazırlık yapması gerektiğini anlar. Bunu anlamak az bir şey değildir. Çünkü insan bunu anlaması ile gafletten uyanıp, yaratılış gayesine yönelir. Dünya ve ahirette saadete ulaşmanın yolunu bulmuş olur.
Elbette kandillerin hikmetleri sadece bu kadar değildir. Gafletten uyanık olanlar için de bu geceler tam bir fırsattır. Çünkü bu geceler de yapılan ibadetlere diğer zamanda verilen sevaptan pek çok fazlası verilir. Teşbihte hata olmasın. Günde 30 lira kazanan bir adama 30.000 lira vermek gibi. Kazanç büyük olduğu için her gün 30 liraya çalışan bir adam 30.000 liranın verileceği o özel günleri dört gözle beklemez mi, veya öyle bir gün geldiği zaman çalışmamazlık eder mi? Aynen bunun gibi, böyle kandil gecelerinde ahiret kazancı demek olan sevaplar kat kat artırılarak verilir. Bu durumda böyle gecelerde yatıp uyumak olur mu?
Öyleyse, özellikle bu mevlid kandilinde geceyi ihya etmeli, yatsı namazını camide kılıp tercih edeceğimiz bir programa katılmalıdır. Camideki program bittikten sonra evimizde de namazla, zikir ve fikirle meşgul olmalıdır. Kur’an okumalı, bol bol doğumunu kutladığımız Peygamberimiz’e (sav) salâvat getirmelidir. Eğer bu geceyi böyle ihya ettikten sonra gündüzünde de oruç tutarsak tamamdır.
Buradan bir anlayacağımız da şudur. Dinimizde doğum gününü kutlamak var, ancak Yahudi ve Hıristiyanların ki gibi değil. İkincisi, bu doğum günü kutlaması herkes için değildir. Ölüm günü tören düzenlemek ise zaten dinimizde yoktur. Maalesef bazı zatların ölüm günlerine denk gelen sene-i devriyelerinde özellikle mevlid okutmak hiç olmayan bir adettir ve tamamen bid’attir. Bid’at olduğu için de böyle törenleri tertip etmemeli, böyle törenlere katılmamalıdır.
Özellikle bu gece mevlid gecesi olduğu için camilerimizde mevlid okunması çok güzeldir. Ancak böyle özel gün ve gecelerde camilerde uzun uzun vaazlar edilmesi doğru değildir. Çünkü bu geceler artık ibadetle, zikir ve fikir ile geçirilecek gecelerdir. Uzun uzun vaaz geceleri değildir. Eğer illa bir konuşma yapılacaksa kısa tutulmalıdır. Yani böyle gün ve gecelerin önemi daha önceden anlatılmalı ki o gün veya gece geldiğinde kişi o gün ve geceyi ibadetle, zikir ve fikir ile, Kur’an okuyarak ve namaz kılarak geçirsin.
Cenab-ı Hak yapacağımız ibadetleri kabul etsin, günahlarımızı bağışlasın. Doğumunu kutladığımız zat’ın şefaatine bizi nail eylesin, geceniz ve kandiliniz mübarek olsun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder