1 Şubat 2011 Salı

Seçim ve İslamiyet.

Yabancı bir ülkeye gittiğiniz zaman size ilk sorulacak şey pasaportunuzdur. Eğer pasaportunuz yoksa sizi o ülkeye sokmazlar ve gideceğiniz yer de karakoldur.. Aynen öyle de; Kişi öldüğü zaman o’na ilk önce imanı sorarlar. Eğer makbul bir imanı varsa o eninde sonunda ebedi saadeti, Cenneti bulur. Allah korusun eğer imanı yoksa artık onun için hiçbir kurtuluş ümidi de yoktur. Bu dünyadan götüreceğimiz en kıymetli şey imandır ve onu başka bir yerde bulmakta mümkün değildir. Öyleyse bir insanın en mühim meselesi bu dünyadan ahiret alemlerine imanla göçebilmesidir. Bunun için bu mesele ile ilgili bilgileri öğrenmek her insan için şarttır.  Günümüzde ise İmanı elde etmek bir mesele, onu muhafaza etmek ise ayrı bir meseledir. Günlük hayatımızda imana çok zararlı olan şeyler var ki bilinmemektedir.
Özellikle günümüzde İslam’a hizmet dava eden bir çok kardeşimiz ilk halife Hz. Ebu Bekir (r.a.)’ın seçimle iş başına gelmesini göz önüne alarak bir ülkede idarecilerin seçimle iş başına gelmesini tamamen islam’i kabul edip, seçimi esas tutan demokrasiyi ise islam’ın ta kendisi sanmalarıdır.
Bu konunun net bir şekilde anlaşılmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Zira bu mesele bir çok kişinin itikadına zarar vermektedir.
Aslında bu meseleyi anlamak o kadar da zor değil. Mesela; Amerika da seçimler var, Yunanistan’da seçimler var, İngiltere’de seçimler var ve hakeza. Şimdi biz Amerika, Yunanistan, İngiltere islami bir idareye sahip diyebilir miyiz? Elbette hayır. Seçimle idarecilerin seçilmesi ve demokrasi islamın ta kendisi dersek Avrupa ve Amerika’daki bir çok ülkenin islami bir idare ile idare edildiklerini söylemiş oluruz ki buna çocuklar bile güler.
Öyleyse gerçeği bilmemiz gererkir. İdarecileri seçimle iş başına gelen ve demokrasiyi esas tutan ülkelerde en büyük suç dini esasların hakim kılınmaya çalışılmasıdır. Dinin esaslarını tamamen yok sayan ve onların tatbik edilmesini istemeyi en büyük suç kabul eden demokrasi islamın ta kendisi sanmak ve demokrasi havariliği yapmak, herkesten fazla onu savunmak ve bu konuda yeterli bilgisi olmayanları da aynı yola sevk etmek nasıl bir belahattir ve nasıl bir vebaldir. İtikadı bozulan bu insanların hesabı nasıl verilecektir.
Öyleyse imanla kabre girebilmek için islamı, Kur’an’ı bütünüyle kabul etmemiz ve O’nu veya onun bir bölümünü red edenleri bizim’de red etmemiz gerekir.
Herkes bilir ki bir tek ayeti kabul etmeyen Müslüman olamaz.
“Ahir zamanda kişi imandan soyulur çıkar da haberi bile olmaz” hadis-i şerifini’de unutmamak gerekir.

FIKIH KÖŞESİ
Soru: Kaza namazı olan bir kimse sünnet namazı kılabilir mi?
Cevap: Şafii mezhebinde olanların kaza namazı borcu varsa sünnetleri kılamaz. Ancak zaruri ihtiyaçlarını yerine getirdikten sonra bütün vaktini kaza namazı kılmaya ayırması gerekir. Her kes sünnet namazı kılarken o imam farz namaz için tekbir alıncaya kadar kaza namazı kılmaya devam eder. Yoksa kaza namazı borcum var diye sünnet kılmamak bu arada kaza namazlarını da kılmamak yanlıştır. Hanefi mezhebine göre ise; sünnet namazlar ve kuşluk, evvabin ve teheccüt namazları gibi haklarında hadis varid olan sünnet namazlar kılınır ancak nafile namaz kılmak yerine kaza namazı kılmak gerekir. Kaza namazı borcu olanlar fırsat buldukça kaza namazı ile meşgul olmalı ve bu borçtan bir an önce kurtulmalıdırlar.
 HADİSLERDEN SEÇMELER
  • İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki Kur’an’ın merasimi, Müslümanlığın da ismi kalacak. Onlar Müslüman ismi alırlar. Halbuki kendileri Müslümanlıktan insanların en uzağıdırlar. Camileri süslü olur. Hidayet bakımından ise viran olur. O zamanın alimleri gök kubbesi altındaki alimlerin en şerlisi olup fitne onlardan başlar ve yine onlara döner. Hz.Musa r.a.
  • Bir alimin minberine oturarak bir saat ilimle meşgul olması, bir abidin yetmiş sene ibadet etmesinden hayırlı olabilir. Hz.Cabir r.a.
  • Oğullarınızı ve kızlarınızı evlendirin. Kızları altın ve gümüşle süsleyin ve elbiseleri güzel olsun. Kendilerine rağbet edilmesi içinde onlara güzel hediyelerle ihsanda bulunun.    Hz. İbni Ömer r.a.
  • Duha’dan iki rekat Allah yolunda kabul olunmuş bir hac ve bir umreye bedeldir.  Hz.Enes r.a.
  • Sarıkla kılınan iki rekat namaz sarıksız kılınan yetmiş rekat namazdan efdaldir. Hz.Cabir r.a.
  • Bir genç kız ile bir erkeği beraber gördüm. Onları şeytandan emin görmedim. Hz.Ali r.a.
  • Allah’a imandan sonra aklın başı insanlarla muhabbetli bulunmaktır. Hz. Ebu hureyre r.a.   
  • Kaynak: ramuz el ehadis.

GÜNÜN SÖZÜ
“Sen insanlara yük olma. Eğer onlar sana yük olurlarsa katlan”                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder