Bid’at işleyenlere Ehl-i Bid’at
denir. Ehl-i Bid’at’ın yaptıkları namaz, oruç, hac, zekat gibi aklınıza gelen
bütün ibadetleri kabul edilmez. Her ne kadar ibadet yapmış olurlarsa olsunlar
kıymeti olmaz. Bu hadis-i şerif ile sabittir. Öyleyse, bu bid’at meselesi son
derece önemli bir meseledir.
Kısaca, bid’at: dinde olan
bir şeyin kaldırılıp, yerine başka bir şeyin konulması ve onun ile amel
edilmesidir.
Şimdi, çok dikkat çekici bir
şey söyleyeceğim. Ramazan ayı neden on bir ayın sultanı oldu? “Şehru Ramzan
ellezi ünzile fihil Kur’an” (Ramzan ayı öyle bir aydır ki onda Kur’an
indirilmiştir) ayetiyle sabittir ki..
ramazan ayı on bir ayın sultanı olma şerefini içinde Kur’an indirilmiş
olmasından almaktadır. Peki… Kadir gecesi neden bin aydan daha hayırlıdır?
Çünkü, o gecede Kur’an indirilmiştir. Dikkat ediyor musunuz? İş Kur’an’da… Kur’an’ın
indiği ay böyle kıymetlenirse, Kur’an’ın indirildiği gece böyle şereflenirse…
acaba O Kur’an ne kadar kıymetlidir, ne kadar önemlidir, anlaşılmaz mı?
Evet, Kur’an…Kur’an… Kur’an…
Yaş ve kuru ne varsa içinde olan Kur’an… Allah’ın emir ve yasaklarının içinde
yazılı olduğu Kur’an… Allah’ın kullarından neyi yapıp, neleri de yapmamalarını
istediğini bildirdiği Kur’an… mirasın nasıl paylaşılacağından, haksız olarak
cinayet işleyene ne ceza verileceğine kadar içinde her şeyin yazılı olduğu
Allah’ın kelamı olan Kur’an… kadınların nasıl giyineceğinden devletin nasıl
idare edileceğine kadar küçük büyük her alanda ayetlerin yazılı olduğu Kur’an…
Evet, dinimizin temeli
Kur’an’dır. Kur’an’da Rabbimizin açık emir ve yasakları vardır. İşte bu açık
emirlerin yapılmasını yasaklamak, onlara karşı olmak ve onların yerine başka
şeyleri koyup onları tatbik etmek en büyük bid’attir. Ramazanda oruç
tutacaksın, kadir gecesini sabaha kadar ihya edeceksin amma, Kur’an’ın toplum
hayatında tatbik edilmesine gelince “olmaz!” diyeceksin. Elbette, Kur’an’da
belirtilen emirler yapılmazsa onun yerine başka şeyler yapılacaktır. İşte o
yapılanlar bid’attir.
Demek, kişi Kur’an’da
belirtilen emirlere karşı olursa, onların yapılmasına engel olmaya uğraşırsa bu
kişi ehl-i bid’attir. Dolayısıyla bu kişi sabahlara kadar namaz da kılsa,
gündüzleri oruç ta tutsa bir faydasını göremez; bu bid’atı bırakmadıkça, bu
bid’atten vaz geçmedikçe… Konumuz ile ilgili Ramuz el ehadis adlı kitaptan
alınmış bazı hadisler:
“Allah, bid'at sahibinin amelini, bid'atini bırakıncaya
kadar kabul etmez.” Hz. İbni Abbas (r.a.)
“Bid'at ehli, Cehennem ehlinin
köpekleridir.” Hz. Ebû Ümâme (r.a.)
“Allah (z.c.hz.) (dinde, amel
ve inanışta) bid'at ehlinin ne duasını, ne zekâtını, ne haccını, ne namazını,
ne de sadakasını kabul eder. Yani hiç bir şeyini kabul etmez. Nihayet bunlar,
kılın hamurdan çekilişi gibi, dinden çıkarlar.” Hz. Huzeyfe (r.a.)
Evet, dinimizde belli olan
bir hükmün kaldırılıp yerine başka bir şey konulması bid’at olursa; acaba
dinimizin bütün hükümlerinin birden kaldırılması nasıl olur? En büyük bid’at
işte budur ve bunu yapanlar, bunu yapanları sevenler, bu yapılanları beğenenler,
bunlara taraftar olanlar, benimseyenler ve bunlarla isteyerek amel edenler
ehl-i bid’at olurlar. Bunların yaptıkları hiçbir amel kabul edilmez ve bunlar
cehennem ehlinin köpekleri olurlar.
Bu konu çok geniştir ve maalesef
günümüz hocalarının da bu konuda yeterli bilgileri yoktur. Onlar “la ilahe
illallah” diyenleri cennetle müjdelemekle meşguldürler. Dağlar gibi amellerle
gelip te cehenneme atılmaları emredilecek olanların kimler olduğundan ise
bahseden yoktur.
…..
GÜNÜN SÖZÜ: “En büyük
bid’atlerden birisi de devletin Allah’ın kanunlarıyla değil de, insanların
kafasından çıkan kanunlarla yönetilmesidir.”