Baş açmak haram da, tokalaşmak caiz mi?

Bugün maalesef dini bilgiler açısından son derece sıkıntılı bir dönemdeyiz. Peygamberimiz s.a.v.’in ahir zamanda cehaletin meydan alacağını haber vermesi, anladığımız kadarı ile, bu dini bilgilerden uzak olmamız noktasındandır. Yoksa tarihin hiçbir devrinde bu günkü kadar teknolojik gelişme ve bilgiye ulaşılmamıştı. Demek dini bilgisi olmayanlara yada en az bir kişiye lazım olacak kadar dini bilgisi bulunmayanlara ‘cahil’ denilir. Bu durumda ünvanı profesör de olsa nice insanın cahil olduğu söylenebilir. Demek, bir kişi dünyevi ilimleri yutsa bile, dinimize ait en lazım olan bilgilerden mahrum ise o  kişiye ‘cahil’ denilir. Ünvanı profesör de olsa.

Dindar insanlara saygım sonsuz, amma özellikle dini bilgiler onlara lazım. Hem dindar bir görüntü vermek, hem de dinini bilmediğinden dolayı dine zıt işler yapmak sadece o kişiye değil, diğer dindar insanlara da zarar verir. Kendisini de maskara durumuna düşürür.

Mesela: Başlarını açmamak hususunda nice zahmetlere katlanan, sıkıntı çeken kardeşlerimizi takdirle karşılıyoruz, amma aynı kızların daracık elbiselerle, pantolonlarla cadde ortalarında gezmelerine ne diyeceğiz? Aynı kızların namahrem erkeklerle hiç çekinmeden tokalaşmaları nasıl oluyor?. Baş açmak haram da tokalaşmak haram değil mi? Birinci emri yerine getirirken son derece titiz davranıp diğerine hiç aldırış etmemek nasıl oluyor? Ben, şahsen bunu sadece dinimizi bilmemekle izah edebiliyorum.

Öyleyse, gelin bu bilgisizlik ve şuursuzluktan kurtulalım. Dinimizi öğrenelim ve en azından haramların hepsini terk etmekte titizlik gösterelim ve farz olan emirleri yapmaktan da kimse bizi alıkoyamasın. İşte şuurlu olmak budur.

Yoksa, dinimiz sadece baş örtüsünden ibaretmiş gibi davranmak, sadece namaz ve oruçtan ibaretmiş gibi konuşmak, diğer emir ve yasakları görmezden gelmek veya onlar hiç yokmuş gibi davranmak veya ‘onlar olsa da olur olmasa da’ gibi düşünmek yanlıştır. Dinimiz bir bütündür. Hepsi birden kabul edilecek, farzlar yapılacak, haramlardan kaçınılacak ve elden geldiği kadar sünnet-i seniyyeye uygun olarak yaşanacak. Bir hareket yapılacağı zaman dinimize uyuyor mu, uymuyor mu? diye bakılacak. Eğer dinimize uymuyorsa hiç olmazsa diyeceğiz ki, -bu yaptığımız yanlıştır. Hepsi bu…