25 Mayıs 2013 Cumartesi

Büyük bir ay...Ramazan!





Peygamberimiz s.a.v.'in ifadesiyle büyük bir ayın gölgesi üzerimize düşmüş ve biz yarın akşam o büyük ayın içine girmiş olacağız.
bu ay şeair-i İslamiye'nin azamlarındandır. yani tanımadığımız bir beldeye varsanız, bakıyorsunuz herkes oruç tutuyor. Elbette hemen anlarsınız ki bu belde İslam beldesidir ve o insanlarda müslümandır.
bu ayın faziletleri saymakla bitmez. Bu ay nefislere 'dur' dendiği bir aydır. bunun için nefislerine esir olanlar, nefsin, bugünkü fadesiyle canı nasıl isterse öyle yaşamaya alışan ehl-i dünya bu ayın gelmesiyle rahatsız olurlar. Çünkü bu ayda canının istediği gibi yaşamak mümkün değildir. En azından rahat rahat isteği her şeyi yapamaz. Bunun için nefsimiz ve ehl-idünya bu ayın gelmesi ile sıkılır ve gitmesiyle sevinirler. Bu ay ehl-i ahiret için son derece önemli bir fırsattır. Nasıl insan bir yıl boyu çalışır da harman zamanı kısa bir zaman içinde bir yılın hasatını, ürününü alır. zaman kısa, ürün çok! aynen öyle de; Ramazan ayında, bir kişi bir ömür boyu ibadet ederek ancak elde edebileceği sevabı, ebedi hayatına lazım olacak kazancı, elde edebilir. Zaman kısa, sevap çok! Onun için ehl-i ahiret için dört gözle beklenen bir aydır. gecesini ayrı, gündüzünü ayrı değerlendirir.
Bu ayın önemi onda sadece çok sevap kazanmaktan değil, aynı zamanda ahirette bizim dayanılmaz azaplara düşmemize sebep olacak günahlardan arınmamıza vesile olması noktasındadır.
Bunun için peygamberimiz s.a.v. "Ramazan ayına yetişipte kendisini affettirmeden o aydan çıkanın burnu yere sürünsün" şeklindeki Cebrail a.s.'ın duasına 'amin' demiştir. Aynı beddua ana-babasının veya onlardan birisinin yaşlılığına yetişipte Cennet'e giremeyenin, yanında Peygamberimiz s.a.v.'in adı anıldığı zaman salavat getirmeyenler içinde yapılmıştır.
yani Ramazan ayında o kadar kişi affedilir veya az bir amel yapan affedildiğinden buna rağmen o kadarcık bir amel dahi yapmayıp, affedilmeden bu aydan çıkanların ne kadar zavallı ve acınacak kimseler olduğu anlaşılmaktadır.
Öyleyse bu ayda ne yapalım? Cevap gayet basittir. Beş vakit namazı kıldıktan sonra, gündüzün farz olan orucu tuturp, geceleyin de mümkün mertebe teravih namazını kılmaktır. Sadece bu kadarını yapanlar inşallah bu ayı asgari de olsa ihya etmiş olurlar.
Daha fazlasını yapabilecek olanlar: sahura kalkdıkları zaman bir abdest alıp teheccüt namazı kılmalıdırlar. Hiç olmazsa her gün bir cüz Kur'an okuyarak Ramazan ayında bir hatim indirmelidirler. 'Okuyamıyorum' diyenler hatim okuyan hafızları camilerde dinlemek suretiyle de aynı sevabı alabilirler.
Daha fazlasını yapabilenler bu ibadetlerine kuşluk namazı, evvabin namazını da ekleyebilir, zikir, fikir ve tesbihatlar,dualar yaparak gün ve gecelerini ihya edebilirler. Hısım, akraba, eş ve dostlerına iftar vererek onların kazandığı sevabın bir mislini kolayca defterlerine geçirebilirler.
Daha fazlasını yapabilirim diyenler: geceleri uyumayıp ibadetle, zikir ve fikirle, dua ile geçirebilirler.Aslında bu aya ruhen ve bedenen hazırlanmaya Recep ayında başlamak gerekir. oruç tutarak, Kur'an okuyarak, gece ibadetleri ile bu aya hazırlanmak gerekir. Bu aya bahsetmiş olduğumuz ibadetleri yaparak başlayan bir kişi Ramazan'ın son on gününde imkânı varsa itikafa girmeli ve kendisi bir camiye yerleşip tamamen ibadetle meşgul olmalıdır. Yapamıyorsa son on günün gecelerini ibadetle geçirmelidir. Bunu da yapamayanlar hiç olmazsa 27. gece olan Kadir gecesini mutlaka ibadetle geçirip ihya etmelidir.
Böylece bu ayın feyzinden istifade etmiş, ahiret noktasında çok sevap kazanmış ve yarın ahirette kendisini rezil edecek nice yanlış hareketlerinin ve günahlarının ağır yükünden kurtulmuş olarak bu aydan çıkar ve bayram sabahı bu mutluluğunu kutlamak üzere neş'e içinde camiye gider.
Cenab-ı Hak hepimize bu ayın feyiz ve berekinden istifade etmeyi nasip etsin, amin.
Son olarak derim ki; her zamanki gibi bu ayda da yapılacak ilk iş: yeme- içme, giyim- kuşam ve her türlü işlimizde haramaları terk etmektir. Nasıl kapısı ve penceresi açık olan bir odada soba yakmakla o odayı ısıtamazsan, haramları terk etmeden de yaptığımız ibadetlerden pek istifade edemeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder