28 Mayıs 2013 Salı

Zekatınızı hesaplayarak veriniz!




Zekat vermek Allah’ın emridir. Zekat vermeyenlerin malları yarın kıyamet gününde zorlu bir yılan haline geleceği ve sahibinin boynuna dolanarak ona azap edeceği hadislerle bildirilmiştir. Hiç kimse böyle bir azaba düşmek istemez. O zaman, eğer kendimizi seviyorsak, yarın mirasçılara kalacak malımız için kendimizi azaplara düşürecek hareketlerden kaçınmalı, zekatımızı fazla fazla vermeliyiz.
Aslında zekat vermek zor değildir. Amma günümüzde bazen zorlaştırılmaktadır. Mesela; gelin hanımın kolunda bilezikler vardır. Onların yılda bir zekatı verilecektir. Bu zekatı vermek o gelin hanımın görevidir. Ona farzdır. Vermezse cezayı da o çekecektir. Amma o gelin hanımın zekat verecek başka bir geliri yoktur. Bu durumda aslında evini zor geçindiren beye zekatı vermesi söylenir. O zavallı hem fakirdir hem de zengin olan hanımının zekatını vereceğim diye zorlanır. Böyle olursa elbette zekat vermek zor olur.
Hâlbuki zekât zengin olan kişinin malından verilir. Mesela, adam ayakkabıcı. Dükkanında 400 tane ayakkabısı var. Bunların ne en kötüsünden nede en iyisinden olmamak şartı ile 10 tane ayakkabıyı fakirlere zekat olarak verecek. Şimdi böyle zekat vermek o kişiye zor olur mu? Hatta dükkandan on ayakkabının eksilmesi fark bile edilmez. Diyelim adamın yüzlerce koyunu var. Hesapladı, dört koyun vermesi lazım. O sürüden dört koyun eksilse belli bile olmaz. Bunu vermek o sürü sahibine hiç zor olur mu? Zorluk şurada olmaktadır. Sen adama koyun verme de para ver dersen işte o zaman zor olur. Zekatı altının içinden çıkarıp vermek gerekirken gelin hanımın yaptığı gibi kocasına sen ver dersen elbette zor olur. Demek zorluk dinimizin dediğini yapmamaktan kaynaklanmaktadır.
Zekat vermek malı hiç eksiltmez. Hatta çoğaltır, bereketlendirir, şerrinden korur, telef olmasına, başına bela gelmesine mani olur ve ahirette de en az bire on, böyle ramazan günlerinde çok daha fazla sevap  kazandırır. Fakirin şöyle bir “Allah razı olsun” demesi de yanımıza kâr kalır.
Vermeyince ne olur? Birincisi, Allah’ın emrini yerine getirmediğinden isyan etmiş olursun ve ahirette de şiddetli cezalara çarptırılırsın. Bundan başka illa zekat kadar bir mal en azından elinden bir şekilde çıkar, bazen de fazlasını da götürür. Zekat fakirlerin malı olduğundan yarın onlar, ahirette yakana yapışırlar. Orada yakanı onların ellerinden zor kurtarırsın. Artık sen bilirsin.
Zekatın kimlere verileceği ayetlerde açık olarak belirtilmiştir ve sekiz sınıfa verilir. Günümüzde çeşitli şer-i hilelerle zekatlar okul, yurt, kurs gibi zekatın geçmediği yerlere aktarılmaktadır. Bu öyle bir vebaldir ki.. zekat fakirlerin hakkı olduğundan hile ile o zavallı fakirlerin malları çalınmış, gasp edilmiş olur. Bu adamlar soygun yapsalar, hırsızlık yapsalar hiç olmazsa zenginlerin mallarını çalmış, gasp etmiş olurlar. Bunlar bu şekilde fakirlerin mallarını gasp ettiklerinden daha büyük bir suç işlemiş olurlar. Hayır yapacağız derken büyük vebal altına girmektedirler. Bu arada kişi kendisi bilerek bu hileli yola baş vuruyorsa zekat borcunu da ödememiş olacağından yarın ahirette zekat borçlusu olarak azap göreceği açıktır.
Her işimizde olduğu gibi zekat verirken de dinimiz nasıl diyorsa ona göre hareket edelim. Zekatı verirken en yakın akrabadan başlamak güzel olanıdır, daha fazla sevap kazandırır, akrabalık bağlarını geliştirir. Bu arada komşuları da unutmayalım.
….
GÜNÜN SÖZÜ: “ Başkasına yaptığın iyiliği unut, kötülüğü unutma! Başkasının sana yaptığı kötülüğü unut, iyiliği unutma!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder