28 Mayıs 2013 Salı

İzzet ve zillet




Birbirine zıt iki kelime. Karanlık ile aydınlık gibi, sıcak ile soğuk gibi. Birinin olduğu yerde diğeri olamıyor.
İzzetli olmak o kadar güzel bir şeydir ki. O Cenab-ı hak’kın’da güzel bir ismidir. El Aziz.
Allah (c.c.) Aziz’dir. İzzet de O’nun elindedir. Dolayısıyla O istediğini aziz eder, istediğini de zelil.
Biz O’ndan nasıl rızık istiyorsak, hidayet istiyorsak, af istiyorsak, şifa istiyorsak izzet de istemeliyiz. Ancak nasıl çalışıp çabalayarak rızık istiyorsak, doktora gidip ilaç kullanarak şifa istiyorsak, günahlarımıza pişman olup terk ederek affımızı istiyorsak; izzetli olmak için de elimizden geleni yaptıktan sonra Rabbimizden izzet istemeli, bizi dünyada ve ahirette aziz etmesi, zelil etmemesi için yalvarmalıyız.
İzzetli olmak için önce Allah (c.c.)’a güzel bir kul olup emrettiklerini hiç düşünmeden yapmalı, yasak ettiği şeylerden ise elimizden geldiği kadar kaçmalıyız. Farzları yapmayan, haramlardan kaçmayanlar asla aziz olamazlar, zilletten de kurtulamazlar.
Bunun yanında dosdoğru olmak, temiz olmak, herkesin hakkını vermek, adil olmak, kendimize, ailemize, çevremize, vatanımıza hatta bütün insanlara karşı vazifelerimizi yapmak gibi bir müslümanda olması gereken hasletlere sahip olmalıyız. Yalan söyleyen, başkaların hakkını yiyen, sözünde durmayan, zulüm eden, vazifesini yapmayan kişiler aziz olamazlar.
Evet dünyada da aziz, ahirette de aziz olmak için dosdoğru bir Müslüman olmak, Rabbimizin emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmak gerek. Bu da yetmez. Peygamberimiz s.a.v’in sünnetine uyarak O’nun ahlakıyla ahlaklanmak gerekir.
O bütün haramlardan uzak durmuş,vazifelerini yapmış, herkese hakkını vermiş, dosdoğru olmuş ve şakadan da olsa bir defa yalan söylememiştir.
Dolayısıyla en izzetli insan O’dur. Biz de ne kadar O’na uyarsak o kadar izzetli oluruz. Zaten Rabbimiz de bize O’na uymamızı emretmiyor mu?
Bu arada izzeti kâfirlerin yanında arayanlar, onlarla beraber ve onlarla dost olmakta sananlar asla zilletten kurtulamazlar.
***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder