Bugün size belki de hiç duymadığınız bir ahir zaman
alametinden bahsedeceğim. Ve maalesef bizlerin de bu guruba girdiğimizi itiraf
ediyorum.
Ahir zamanda dinimizi anlatanın çok olacağı, amel edenin ise
az olacağı hadis-i şerifte haber verilmiştir.
Evet son yıllarda anlatanlar ne kadar da çoğaldılar.
Televizyonlarda ayrı ayrı programlar, herkes dinimizi anlatıyor. Radyolarda
çeşit çeşit programlar, dini yayınlar, gazetelerde dinimizi anlatan yazılar.
Hele bu konuda yazılmış nice kitaplar. Kitapların büyük çoğunluğu gayet güzel
hazırlanmış, büyük emek mahsulü eserler. Bir kitapçıya girdiğiniz zaman
hangisini alacağınızı şaşırıyorsunuz. Hepsi bir birinden güzel. Televizyonlarda
anlatanlar bazı şovmenlerin dışında hepsi gayet güzel şeyler anlatıyorlar.
Camilerimizde vaazlarımız her zamanki gibi dinimizi anlatmaya devam ediyorlar.
Kısaca ilim çok, kitap çok, dergiler çok, anlatan çok, yazan
çok amma…
Amma anlatılanlara göre, yazılanlara göre hayatını tanzim
eden, onları hayatına tatbik etmeye çalışan, yaşamaya çalışan yok denecek kadar
az.
Bir iki örnekle meseleye bakalım.
Dinimizde imandan sonra yapılacak en önemli şey beş vakit
namazı vaktinde kılmaktır. Cenab-ı Hak beş vakit namazı kılanlara Cennet’i
vermeyi vaad etmiş, kılmayanlara ise “böyle bir vaadim yoktur” buyurmuştur.
Peygamberimiz s.a.v.’de “namaz dinin direğidir, namazı kılmayan dinini yıkmış
olur” buyurmuşlardır.
Evet, anlatanları dinledik, yazılanları okuduk, çok şey
öğrendik fakat tatbikat yok. Tatbik etmeyince bilmenin ne faydası olur ki!
Şimdi bizim toplumumuzun ne kadarı namaz kılıyor dersiniz? Acı da olsa bu
gerçekleri yazmak zorundayım. Benim vazifem yaklaşmakta olan tehlikeye karşı
sizleri uyarmaktır. Namazı kılmayanlara “Allah (c.c.) affedicidir, siz böyle
devam edin” demek doğru değildir. Zira ayet ve hadislerdeki ikazlar çok
şiddetlidir. Amma “geçmişte ne yaptıysanız yaptınız, tövbe edin, pişman olun,
Allah (c.c.)’a kulluğa yönelin” derim. Çünkü Rabbimiz çok merhametli ve çok
bağışlayandır.
İslam toplumlarında olmazsa olmazlardan biride kadınların
örtünmesidir. Din düşmanları da kadının açılması konusunda çok ısrarlıdırlar.
“Müslümanlar hakim olursa kadınları kara çarşafa sokarlar” diye ilk önce bunu
dile getirirler. Şimdi çarşı ve pazarlara, cadde ve sokaklara bakın. İslamî
tesettürün neredeyse yok olduğunu göreceksiniz.
Evet anlatan çok, yapan az. İşte
ahir zaman!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder