22 Mayıs 2013 Çarşamba

Beynimizi bozdular. Dostu düşmanı ayıramıyoruz!



Beynimizi bozdular: Düşmanı dost, dostu düşman sanıyoruz!
Göz ile beynimiz arasındaki ilişki radar ile değerlendirme merkezi arasındaki ilişki gibidir. Radar, havada bulunan bütün uçakları merkeze haber verir. Ancak gelen uçağın dost mu düşman uçağı mı olduğunun değerlendirmesini merkez yapar. Eğer merkezin elindeki bilgiler bir şekilde bozulmuş ve gelen dost uçağı düşman sanırsa, yada tam tersi, düşman uçağını dost sanırsa o ülke yanmış demektir.
Hayvanlarda ve böceklerde sıkıntı yok. Onlar daha dünyaya gözlerini açar açmaz dostlarını ve düşmanlarını biliyorlar. Düşmanlarını tanıyorlar ve onlara karşı hazır olan silahlarını da kullanmakta tereddüt etmiyorlar. Amma insan öyle değil. Dost ve düşmanının  öğretilmesi gerekiyor. Eğer yanlış öğretilirse o insan yandı demektir.
İşte özellikle ülkemizde uzun zamandır dost ve düşmanı ayıracak olan beynimiz bombardıman altındadır. Bunu da televizyonlar, haberler, filmler, tiyatrolar, gazeteler ve yazarlar eli ile yapıyorlar. Mesela: Filmlere dikkat ediniz. Örnek, medeni, ileri insanlar olarak kimleri gösteriyorlar? Elbette Avrupa ve Amerikalıları. Peki.. gerici, yobaz ve kötü insanlar olarak kimleri takdim ediyorlar? Hocaları, dindar insanları. İşte bu işlem yüz yıldır tekrarlandığı gibi halâ da aynı şekilde devam etmektedir. İnsanımızın bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Tabii ki bununla yetinmiyorlar! Bize başka sunni düşmanlar da icad ederek kendilerini fark etmemizi engelliyorlar. Bunlar değil miydi, seksen öncesi bu milleti birbirine kırdıranlar! Bunlar değil miydi sağcı solcu diye milleti ikiye bölenler? Şimdi de  laik, anti laik, kürt, alevi, irticacı, milliyetçi gibi sınıflara milleti bölerek ayrı bir düşmanlık meydana getirmeye çalışıyorlar.” Araplar bizi arkadan vurmuş”, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sözleri  ne kadar meşhurdur. Bu beynimize girince ne oluyor? Kendimiz dışındaki en yakınlarımızı bile düşman belliyoruz. Sonra da gelip komşumuzda bir milyondan fazla çocuk kadın demeden katlediyorlar, bizden çık çıkmıyor. Gördünüz mü beynimizi nasıl yıkamışlar ve bizi şaşırtmışlar! Oysa kendilerini kötüleyen bir film yüzünden hemen ayağa kalkıyorlar, İsrail ile ülkemiz arasında ipler kopma noktasına geliyor. Milyonlarca insanı öldürmek değil, nihayetinde bir film. Bir de onlardan birkaç kişiyi öldürsen belki de savaş açacaklar. Amma onlar Müslümanlardan bir  milyondan fazla insanı öldürüyorlar; gene de onlar medeni ve çağdaş, bu taraf gerici oluyor, öyle mi? Halâ onların düşman olduklarını anlayamıyoruz. Çünkü, beynimizi zamanında bozmuşlar ve halâ da bozmaya devam ediyorlar. Arada bir uyanan olursa onu da başka şekillerde yok  ediyorlar.
Evet, artık bir şekilde uyanmalıyız ve uyanmaktan başka çaremiz yok. Onlar insanları bu şekilde bölüp birbiri ile çarpıştırmadan dünya üzerinde istedikleri gibi at oynatamazlar. Öyleyse biz onların bu oyunlarını bozalım. Bizim dostumuz sadece Türkler değil, Allah’a inanan herkestir. “ Mü’minler ancak kardeştirler” ayetini kendimize rehber etmek bize yetecektir. O zaman dost ve düşman hemen ortaya çıkar ve artık şaşırmayız. Mü’minler kardeş olunca onlara düşmanlık eden her kim olursa o da düşmandır. Bu kadar basit. Meseleye bu açıdan bakınca, bugün Müslüman ülkeleri işgal eden, kadın çocuk demeden katledenler kimlerdir, bakmak yeterli olur. Onlar Başta Amerika, İngiltere ve İsrail’dir. İşte düşmanlar bunlardır. Onları bütün zalimlikleri ile beraber halâ öven, ilerici, medeni diye bize takdim eden basındaki yazar çizer takımı da onların uşaklarıdır. İşte bizim beynimizi yıkayıp, dostu düşmanı karıştırmamızı sağlayanlar bu uşaklardır. Hangi kademede olursa olsun, İslam’ın ve müslümanların düşmanları ile işbirliği halinde olanlar da onlardan olan zalimlerdir. Ülkemizin aleyhinde olanlar, değil aynı ırktan olmak, kardeşin bile olsalar haindirler.
Aslında bu mesele dünyanın ve Türkiye’nin bu günlere nasıl geldiğini göstermektedir. Bir kitaba ancak sığacak kadar da geniştir. Bu yazımızda konunun ancak bir ucunu gösterebildik.
Demek, Allah’ın emrine dönmeden, Kur’an’a sarılmadan ne bu düşmanların tasallutundan kurtulabiliriz, nede dostumuzu düşmanımızı ayırabiliriz.
Evet, başka yol yok; Yâ Allah’a kul olup, Kur’an’a sarılacağız, dosdoğru mümin ve Müslüman olacağız, ya da her iki dünyada perişan olmaktan kurtulamayacağız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder