Beynimizi bozdular: Düşmanı
dost, dostu düşman sanıyoruz!
Göz ile beynimiz arasındaki ilişki
radar ile değerlendirme merkezi arasındaki ilişki gibidir. Radar, havada
bulunan bütün uçakları merkeze haber verir. Ancak gelen uçağın dost mu düşman uçağı
mı olduğunun değerlendirmesini merkez yapar. Eğer merkezin elindeki bilgiler
bir şekilde bozulmuş ve gelen dost uçağı düşman sanırsa, yada tam tersi, düşman
uçağını dost sanırsa o ülke yanmış demektir.
Hayvanlarda ve böceklerde
sıkıntı yok. Onlar daha dünyaya gözlerini açar açmaz dostlarını ve düşmanlarını
biliyorlar. Düşmanlarını tanıyorlar ve onlara karşı hazır olan silahlarını da
kullanmakta tereddüt etmiyorlar. Amma insan öyle değil. Dost ve düşmanının öğretilmesi gerekiyor. Eğer yanlış öğretilirse
o insan yandı demektir.
İşte özellikle ülkemizde uzun
zamandır dost ve düşmanı ayıracak olan beynimiz bombardıman altındadır. Bunu da
televizyonlar, haberler, filmler, tiyatrolar, gazeteler ve yazarlar eli ile
yapıyorlar. Mesela: Filmlere dikkat ediniz. Örnek, medeni, ileri insanlar
olarak kimleri gösteriyorlar? Elbette Avrupa ve Amerikalıları. Peki.. gerici,
yobaz ve kötü insanlar olarak kimleri takdim ediyorlar? Hocaları, dindar
insanları. İşte bu işlem yüz yıldır tekrarlandığı gibi halâ da aynı şekilde
devam etmektedir. İnsanımızın bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Tabii ki bununla
yetinmiyorlar! Bize başka sunni düşmanlar da icad ederek kendilerini fark
etmemizi engelliyorlar. Bunlar değil miydi, seksen öncesi bu milleti birbirine
kırdıranlar! Bunlar değil miydi sağcı solcu diye milleti ikiye bölenler? Şimdi
de laik, anti laik, kürt, alevi,
irticacı, milliyetçi gibi sınıflara milleti bölerek ayrı bir düşmanlık meydana
getirmeye çalışıyorlar.” Araplar bizi arkadan vurmuş”, “Türk’ün Türk’ten başka
dostu yoktur” sözleri ne kadar
meşhurdur. Bu beynimize girince ne oluyor? Kendimiz dışındaki en yakınlarımızı
bile düşman belliyoruz. Sonra da gelip komşumuzda bir milyondan fazla çocuk
kadın demeden katlediyorlar, bizden çık çıkmıyor. Gördünüz mü beynimizi nasıl
yıkamışlar ve bizi şaşırtmışlar! Oysa kendilerini kötüleyen bir film yüzünden
hemen ayağa kalkıyorlar, İsrail ile ülkemiz arasında ipler kopma noktasına
geliyor. Milyonlarca insanı öldürmek değil, nihayetinde bir film. Bir de onlardan
birkaç kişiyi öldürsen belki de savaş açacaklar. Amma onlar Müslümanlardan bir milyondan fazla insanı öldürüyorlar; gene de onlar
medeni ve çağdaş, bu taraf gerici oluyor, öyle mi? Halâ onların düşman
olduklarını anlayamıyoruz. Çünkü, beynimizi zamanında bozmuşlar ve halâ da
bozmaya devam ediyorlar. Arada bir uyanan olursa onu da başka şekillerde
yok ediyorlar.
Evet, artık bir şekilde
uyanmalıyız ve uyanmaktan başka çaremiz yok. Onlar insanları bu şekilde bölüp
birbiri ile çarpıştırmadan dünya üzerinde istedikleri gibi at oynatamazlar.
Öyleyse biz onların bu oyunlarını bozalım. Bizim dostumuz sadece Türkler değil,
Allah’a inanan herkestir. “ Mü’minler ancak kardeştirler” ayetini kendimize
rehber etmek bize yetecektir. O zaman dost ve düşman hemen ortaya çıkar ve
artık şaşırmayız. Mü’minler kardeş olunca onlara düşmanlık eden her kim olursa
o da düşmandır. Bu kadar basit. Meseleye bu açıdan bakınca, bugün Müslüman
ülkeleri işgal eden, kadın çocuk demeden katledenler kimlerdir, bakmak yeterli
olur. Onlar Başta Amerika, İngiltere ve İsrail’dir. İşte düşmanlar bunlardır.
Onları bütün zalimlikleri ile beraber halâ öven, ilerici, medeni diye bize
takdim eden basındaki yazar çizer takımı da onların uşaklarıdır. İşte bizim
beynimizi yıkayıp, dostu düşmanı karıştırmamızı sağlayanlar bu uşaklardır.
Hangi kademede olursa olsun, İslam’ın ve müslümanların düşmanları ile işbirliği
halinde olanlar da onlardan olan zalimlerdir. Ülkemizin aleyhinde olanlar,
değil aynı ırktan olmak, kardeşin bile olsalar haindirler.
Aslında bu mesele dünyanın ve
Türkiye’nin bu günlere nasıl geldiğini göstermektedir. Bir kitaba ancak sığacak
kadar da geniştir. Bu yazımızda konunun ancak bir ucunu gösterebildik.
Demek, Allah’ın emrine
dönmeden, Kur’an’a sarılmadan ne bu düşmanların tasallutundan kurtulabiliriz,
nede dostumuzu düşmanımızı ayırabiliriz.
Evet, başka yol yok; Yâ
Allah’a kul olup, Kur’an’a sarılacağız, dosdoğru mümin ve Müslüman olacağız, ya
da her iki dünyada perişan olmaktan kurtulamayacağız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder