28 Mayıs 2013 Salı

Açık kadın ve içki; şeytan yolunun olmazsa olmazıdır!..




Şeytanî yolların olmazsa olmazı açık kadın ve içkidir. Onun içindir ki bu yolun yolcuları kadınların örtünmesine ve içkinin yasaklanmasına  şiddetle karşı çıkarlar. Hatta, ileride böyle bir şeyin olma ihtimali bile onları çileden çıkarmaya yeter. ‘Bunlar gelirse kadınları kara çarşafa sokarlar’ diye hezeyanlarını ortaya koyarlar ve kendilerince tedbirler alırlar. Bu tedbirleri alırken, insan hakları, özgürlük, din ve vicdan hürriyeti gibi hiçbir değere saygı göstermezler. Çünkü, onlarda bilirler ki kadınların açık olmadığı ve içkinin içilmediği yerde onlar varlıklarını sürdüremezler.
Bu yüzden bu güruh, hakimiyetlerini devam ettirebilmek için, kişinin hanımı ve kızını açması ve içki içmesi hususunda dayatma yaparlar. İçki içmeyen ve hanımını ve kızını açmayanı kendilerinden kabul etmezler. Adam içki içiyor, hanımını ve kızını açıyor, bir de sahillerde çırıl çıplak gezdiriyorsa; artık o, onların has adamıdır. Onu baş tacı ederler.
Demek, şeytanî yolun olmazsa olmazı açık kadın ve içkidir. Öyleyse, bir adamın şeytanî yollarda olup olmadığı da bu şekilde anlaşılır. Bu ölçü bizim için de geçerlidir. Bazen insanlar bu gibi şeyleri yaptığı halde hâlâ kendisini iyi yollarda sanır. Böylece kendisini aldatır. Gerçeği görmek için kendimizi de bu ölçüye vurmalıyız. Nerede olduğumuzu bilelim ki, belki iş işten geçmeden yanlışımızı görür ve kendimizi düzeltiriz.
Şeytanî yolda açık kadın ve içki nasıl olmazsa olmaz ise, Rahmanî yolun da iki olmazsa olmazı vardır: Beş vakit namazı kılmak, karını ve kızını örtmek. Yıllarca yazmışız; namazsız Müslümanlık olmaz diye. Namazı kılmayanlarla ilgili o kadar tehdit dolu ayet ve hadisler var ki; onları bilen, Müslümanlığın namazsız olmayacağını hemen anlar. “Namaz dinin direğidir. Kim namazı terk ederse dinini yıkmış olur” hadis-i şerifi sanırım bu konuda yeterlidir.
İşte, şeytanî yolun yolcuları bu yüzden hanımını ve kızını örtenleri ve beş vakit namazı kılanları asla hazmedemezler. Çalışma hayatında onlara her türlü zorluğu çıkarırlar ve ellerinden gelirse onları atarlar.
 Garip değil mi? O yolun yolcuları kendilerinden olanı da biliyorlar, olmayanı da, ve hiç çekinmeden dostluğun ve düşmanlığın gereğini yapıyorlar. Aslında adamlar akıllı. Dostlarını da biliyorlar, düşmanlarını da. Kendilerinden olanı da iyi ayırıyorlar, karşılarında olanı da. Dostuna dost muamelesini, düşmanına da düşman muamelesini çekinmeden yapıyorlar.
Ya İslamî kesim?!.. Ömürlerini isyan ile geçirenleri hoş görme yarışında, İslam’a düşmanlık ederek ömür tüketenleri affetme peşinde. Kardeşim! Senin böyle insanları hoş görme ve affetme yetkin var mı? Dinimizde Allah için sevmek ve Allah için kızmak en önemli meselelerdendir.
 Eğer onlar hoş görülecekse; söyle bakalım, Allah için kime kızılacak?
                                              ***
Allahcc şöyle buyurdu “ Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır; bana kulluk edin, bu doğru yoldur diye, bildirmedim mi?” Yasin Suresi 60-61



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder