28 Mayıs 2013 Salı

Üç aylar geldi: Ehl-i Ahiretin gözü aydın olsun…




Malum, insanlar üç guruptur. Bunlardan çoğunluğu teşkil eden birinci gurup ehl-i dünyadır. Bu gurupta olanların bütün gayret ve himmetleri dünyadır. Çalışma ve koşuşturmalarındaki yegane maksatları hep daha fazla kazanmak veya biraz daha dünyalık bir menfaat elde etmektir. Bunun için bu gurupta olanlar elinde dünyalık bulunan kişileri severler, onlarla beraber olurlar. Kendisinden menfaat elde edemeyecekleri kimselere ise asla bir değer vermezler. Bu konuda o kadar ileri giderler ki.. ‘parasız adam gereksiz adam’ diyecek kadar hadlerini aşarlar. Para, mal, makam gibi dünyevi şeyler onlar için her şeydir. Bunların gözünde zenginler, makam sahipleri çok kıymetlidir. Çünkü peşinden koştuğu menfaat onların elindedir. Onlara kendilerini beğendirmek için her türlü sahtekarlık ve yalakalığı yapmaktan çekinmezler. Bu gurupta olan insanlar değersizdirler. Çünkü, peşinden koştukları dünya fani ve geçici ve hadisi şerifte “Dünya bir cifedir.(leş) Taliplisi köpeklerdir” dendiği için dünyanın peşinde koşanların durumu da böyledir.
Dolayısıyla bir kişi eğer sana parandan dolayı veya makamından dolayı değer veriyorsa hemen anla ki o bir ehl-i dünyadır. Ondan uzaklaş. Çünkü o menfaatinden başka bir şey düşünmez, menfaati bitince de seni terk etmekte tereddüt etmez!
İkinci gurup ise, ehl-i ahirettir. Bunların gayesi, koşuşturmaları da ahireti kazanmak, cennete gitmek, cennette daha çok nimetlere sahip olmak ve cehennem gibi dehşetli bir azaba düşmekten kurtulmak  olduğundan bu gayelerine faydası olmayan dünyaya fazla değer vermezler. Dünyaya ancak ihtiyaçlarını karşılamak, ihtiyaçları için kimseye el açmamak için çalışırlar. Dolayısıyla bunların dünyaya çalışmaları da ahiret için olur. Bu gurupta olanlar bu yüzden bol bol ahiret kazancı elde edecekleri üç ayları dört gözle beklerler. Çünkü mesela, içinde bulunduğumuz recep ayında bir gün oruç tuttuğunda diğer zamanlarda bir sene oruç tutmaktan daha fazla sevap kazanır. Ramazan ayında daha da fazla kazanır. Gözü ahiret ticaretinde olanlar elbette bu üç ayları bu yüzden dört gözle beklerler ve kavuşunca da bol bol oruç tutarak, fazladan namazlar kılarak, kur’an okuyarak, sadakalar vermek sureti ile fakirleri sevindirerek bu aylardan istifade etmek için gayret ederler. Ahiret kazancı peşinde oldukları için bu uzun günlerde oruç tutmak onlara zor gelmez, gece yarısı sahura kalkmak ve teheccüt namazı kılmak onlar için bir ganimettir.
Demek ki üç aylar ehl-i dünya için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü dünyevi bir menfaati olmadığı gibi daha fazla ahirete çalışmaya vakit ayrıldığı için dünyevi menfaate zararı da oluyor denebilir. Bu yüzden gerçek ehl-i dünya bu aylardan pek memnun olmazlar. Ancak bu aylar vesilesi ile alışveriş gibi bazı dünyevi menfaatleri olabildiğinden ancak o kadarlık bir memnuniyetleri olabilir.
Evet, bu üç aylar gitmekte olduğumuz ahiretimiz için çok büyük bir fırsattır. Gelecek seneye ya yetişiriz, yada yetişmeyiz. Ayrıca yetiştiğimiz bu seneyi değerlendiremezsek gelecek seneyi değerlendireceğimiz zaten şüphelidir. Öyleyse bu gelen üç ayları ahiretimiz açısından fırsat bilmeli, hatta bu üç ayları, idrak ettiğimiz son üç aylarmış gibi düşünerek elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Çünkü ne yaparsak yarın ahirete onu bulacağız.
İnsanlar içinde bir üçüncü gurup ta vardır ki onlar pek azdırlar. Onlar Ehlullah olanlardır. Bu gurupta olanların özelliği; onlar bir şey yapacakları zaman dünyevi kâr ve zararlarını düşünmedikleri gibi, ahiret kâr ve zararını da düşünmezler. Onların bir tek dertleri vardır: Allah’ın rızasını kazanmak… Bütün işlerini, ibadetlerini yaparken düşündükleri tek şey budur. Allah’ın razı olmadığı bir şeyi asla yapmazlar. Kimin ne diyeceği ise asla umurlarında değildir. Bunların her günü ramazan, her geceleri kadir gecesi gibidir. Bunlar sevap peşinde koşmadıklar halde en çok sevabı onlar alırlar. Bazen onların kıldığı iki rekat namazdan aldıkları sevabı normal bir kişi bir sene namaz kılsa alamaz. Bunlar dünya peşinde koşmadıkları halde dünyada da herkesten fazla rahat ederler. Bu yüzden hayatlarından hep memnundurlar, şükür halindedirler, şikâyet ettikleri görülmez.
Durum bu…bakın bakalım siz hangi guruptasınız…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder