İnsanın en güzel, en tatlı, en şirin duygularından biride
sevmek duygusudur. Cenab-ı Hak insanın kalbine nihayetsiz bir sevme kabiliyeti
koymuştur. İnsan bu duygusu ile önce kendisini sonra ailesini, çoluk çocuğunu,
evini arabasını, komşularını, oturduğu şehri, yaşadığı ülkeyi, dünyayı ve her
şeyi sever. Ne kadar çok şeyi severse sevsin sevme duygusu azalmaz. Çünkü
nihayeti yoktur.
Allah cc abes iş yapmaz. Öyleyse bu duyguyu insana boşuna
vermemiştir. Ayrıca önüne gelen şeyi sevsin diye de vermemiştir. Demek insanın
her hareketinde ölçü ve istikamet olması gerektiği gibi sevmesi de istikametli
olmalıdır.
Şimdi biz ekseriya neyi severiz. Her şeyin güzelini severiz.
Hâlbuki kainattaki ve dünyadaki bütün güzellikler Cenab-ı Hak’kın güzelliğinin
sadece bir gölgesidir. Biz bize iyilik yapanı severiz. Halbuki bizi yaratıp
akıl almayacak nimetler vererek bize en büyük iyiliği yapan Cenab-ı Hak’tır. Ve
hakeza bu böyle devam eder gider. Evet Cenab-ı Hak bizim kalbimize nihayetsiz
sevme kabiliyetini kendisini sevmemiz için koymuştur. Bu yüzden kendisini
sevmemiz için verdiği bu duyguyu başkasına kullanmaya kalkarsan tokadı çabuk
yersin. O sevdiğin şey başına bela olmaya başlar. Öyleyse sen önce onu
sevdikten sonra her şeyi onun eseri, onun nimeti, onun mahlûku diye sevebilirsin.
Bu zarar vermez.
Fakat doğrudan doğruya bir şeyi sevmek yasaktır. Sahibini
yakar. Akşama kadar dinlediğiniz şarkılardaki ağlamalar hep bu yanlış sevmenin
neticesidir. Bir şeyi doğrudan doğruya sevenler ekseriyetle o şey ile sıkıntıya
uğratılırlar. Bu yanlış sevdiğin evladın olabilir, evin olabilir, tarlan
olabilir ve hakeza her şey olabilir. Eğer bunları Allah’ın birer nimeti veya
eseri olarak değil de doğrudan doğruya seversen onların eliyle sıkıntıya
uğrarsın ve hayatın hep elemli geçer.
Bu gün insanların büyük çoğunluğu istikametsiz sevmesinden
dolayı elem çekmektedir.Şarkıların sözlerine dikkat edersen anlarsın.Allah cc
bizlere her işimizde olduğu gibi sevmemizde de istikametli olmayı nasip etsin.
Selahattin ALTINTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder