Ramazan ayı aynı zamanda
Kur’an ayıdır.Camilerde okunan mukabeleler bu aya ayrı bir renk ayrı bir hava
katmaktadır. Zira mukabele ile Kur’an okumak sünnettir. Ramazan ayında
peygamberimiz (sav) ile Cebrail as karşılıklı Kur’an okuyup dinlerlerdi. Bu
güzel sünnet taa o zamandan beri sürüp gelmekte ve günümüzde de
yaşatılmaktadır.
Aslında Ramazan ayı Kur’an
ayıdır. Zira “şehru ramazan ellezi
ünzile fihil kuran” ayetinde belirtildiği gibi “ramazan ayı öyle bir aydır
ki, onda Kur’an indirilmiştir.” Yani Ramazan ayı on bir ayın sultanı olma
şerefini Kur’an’ın kendisinde indirilmesinden almaktadır. Öyleyse, bu ayda her
zamankinden daha fazla Kur’an ile haşir neşir olmak gerekir. Okumalı,
dinlemeli, manasını düşünmeli, kendisi ile amel etmeli ve hakeza…
Ramazan ayında mukabeleler ne
güzeldir. Hafızlar Kur’an okur, bir çok mümin Kur’an’dan takip eder, cemaat
dinler. Adeta insanlar dünyanın boğucu ve sıkıcı havasından çıkarlar ve
meleklerinkine benzer ulvi bir aleme geçerler. O havayı teneffüs etmeyen ne
bilsin!
Normal zamanda Kur’an’ın her
bir harfine en az bire on verilirken ramazanda bire bin, cumalarında daha fazla,
ayet el kürsi gibi surelere binler ve kadir gecesinde bire otuz bin kadar sevap
verilmektedir.
Ahiret ticareti için dünyada
bulunan insanların bu mukabeleler ile, okunan Kur’an-ı dinlemek ile veya
kendisi okumak ile ne kadar sevap kazandıklarını varın artık siz düşünün.
Bediüzzaman Hz.leri ramazan risalesinde bu
konu ile ilgili olarak şöyle yazmıştır: Evet,
Ramazan-ı Şerifte güya âlem-i İslâm bir mescid hükmüne geçiyor. Öyle bir mescid
ki, milyonlarla hâfızlar, o mescid-i ekberin köşelerinde o Kur'ân'ı, o hitab-ı
semâvîyi arzlılara işittiriyorlar. Her Ramazan, “şehru Ramazan ünzile fihil
Kur’an” (Ramazan öyle bir aydır ki onda Kur’an indirilmiştir) âyetini, nuranî,
parlak bir tarzda gösteriyor; Ramazan Kur'ân ayı olduğunu ispat ediyor. O
cemaat-i uzmânın sair efradları, bazıları huşû ile o hâfızları dinlerler.
Diğerleri kendi kendine okurlar.Evet, camilerde hafızlarımız okuyarak sevap kazanırlar, cemaat takip ederek veya dinleyerek sevaba ortak olurlar. Öyleyse mümkün olduğu kadar bizler de o ulvi cemaatin içinde olmaya gayret etmeliyiz.
Bu kadar Ahiret ticaretinin yapıldığı Ramazan ayında elbette biraz da dünya işleri azaltılmalıdır ki, ahiret kazancı daha çok olsun. Bu yaptığımız ibadetler, tuttuğumuz oruçlar, kıldığımız namazlar, verdiğimiz sadakalar, okuyup dinlediğimiz Kur’an ile ne kadar sevaplar kazandığımızı tahmin bile edemeyiz.
Yarın ahirete varınca bu sevaplar tas tamam herkese verilecektir. İşte o zaman herkes “keşke biraz daha yapsaymışım” diye hayıflanacaktır. Hiç yapmayanların o gün nasıl esef edeceklerini, nasıl kahrolup üzüleceklerini varın siz düşünün.
…….
GÜNÜN SÖZÜ: “Allah cc kapısına geleni boş çevirmekten yücedir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder