Malum, Ramazan ayının son on
günü dünyadan tamamen elini çekip, bir camiye kapanarak kendini tamamen ibadete
vermeye itikaf deniyor.
Peygamberimiz s.a.v her
Ramazan mutlaka itikafa girerdi. Eğer bu sene herhangi bir sebepten dolayı
itikafa girememiş ise, ertesi sene yirmi gün itikafa girer ve giremediği yılı
telafi ederdi. Demek, itikaf müekked bir
sünnet olup, Peygamberimiz s.a.v.’in terk etmediği bir ibadettir.
Dolayısıyla sünnet-i kifaye
olan bu ibadeti toplumda hiç olmazsa bazı müminler yerine getirmelidir ki..
diğer müminler vebalden kurtulsunlar. Eğer şu şehirde bir tek kişi bile bu
sünneti yerine getirmezse hepimiz mesul oluruz. Bu yüzden bu konuda
müftülüklere görev düşmektedir. İtikaf teşvik edilmelidir. Bu işte ehil olan
bazı hocalarımızın nezaretinde itikaf yapılması sağlanmalıdır. İtikafa girmek
isteyenlere yardımcı olunmalı, bu iş için bazı camiler hazırlanmalı ve hem bu
sünnet ihya edilmeli, hem de sünnet-i kifayenin terki dolayısıyla bütün
müminlerin vebal altında kalması önlenmelidir. Umarım müftülüğümüzün bu konuda
bir çalışması vardır.
Peygamberimiz s.a.v. terk
etmeden her sene itikafa girdiğine göre, bundan bizim çıkaracağımız ders şudur:
İnsan ibadet ve kulluk için yaratılmış ve ebedi hayatı kazanmak için şu dünyada
geçici olarak bulunmaktadır. Ancak içinde bulunduğumuz şartlar insanı fazlası
ile meşgul etmekte, hatta yaratılış gayesinden uzaklaştırmaktadır. Yıl on iki
ay dünyaya koşan insan, Ramazan ayının gelmesi ile bir nebze olsun ibadete
yönelmektedir. Ramazan ayının son on gününde ise içinde Kadir gecesini bulunduğundan
bir gecede bir ömürde kazanılamayacak sevabı kazanmak mümkündür. Kadir gecesini son on günde aramak
gerektiğinden, son on gün artık tamamen dünya işlerini bırakıp, kendini ahirete
vermek gereken bir zamandır. Her işimizde işin en doğrusunu bize ders veren
ve bizzat kendisi tatbik ederek gösteren
peygamberimiz s.a.v. bu meselede de bize en doğru olan hareketi itikafa
girerek göstermiştir.
Evet, şu dünyada geçici
olarak bulunan ve her an ahiret yolculuğuna çıkmak ihtimâli olan bizler,
ahiretimizde akıl almaz faydaları olacak Ramazan ayının son on gününü elimizden
geliyorsa itikafa girerek ve kendimizi tamamen dünyadan çekerek geçirmeli,
ahirete yönelerek kendimizi tamamen ibadete vermeliyiz.
Evet, dünyanın az bir
menfaati için bir çok zahmetlere katlanan bizler, ahiretin büyük menfaatleri
için de bazı zahmetlere katlanmalıyız. Ramazan’ın son on gününü mümkünse,
yapabiliyorsak itikafa girmeli, yapamıyorsak yine de elimizden geldiği kadar
dünya işlerini bırakmalı yada en aza indirerek ibadet ve taate yönelmeliyiz.
Evet, yapılacak doğru hareket budur, sünnet olan da budur.
……..
GÜNÜN SÖZÜ: “Kısacık dünya
hayatındaki rahatın için bu kadar zahmetlere katlanıyorsun da, niçin ebedi
hayatındaki rahatın için az bir zahmete katlanmıyorsun?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder