Çünkü düne gidemeyiz, dün
yaptığımız yanlışları artık düzeltemeyiz. Mesela yapmış olduğumuz bir trafik
kazasını yok edemeyiz. Veya yapmamız gereken bir şeyi eğer yapmamışsak artık
vakit geçmiştir. Düne gidip o şeyi yapmamız mümkün değildir.
Gelecekte
hatta yarında öyledir. Yarın yaşayacağımız kesin değildir. Nitekim sabahları
verilen selalar bize dün beraber
olduğumuz bazı kimselerin ahirete gittiklerini, artık onların bugün
yaşamadıklarını ve dünyada olmadıklarını bildirir. Yaşasak bile yarın yapılacak işleri ancak yarın
yapabiliriz. Öyleyse bugüne dikkat etmeliyiz. Bugünü değerlendirmeyen ihtimal ki
yarınki günleri de değerlendiremez. Veya bugünü değerlendirmeyen bugünü bir
daha bulamayacaktır. Çünkü geçen gün asla geri dönmez.
Öyleyse
biz bugünümüze bakalım ve ona dikkat edelim. Sabahtan akşama kadar yaptığımız
hareketlere , söylediğimiz sözlere, işlediğimiz işlere ve hakeza her şeyimizi
inceleyelim. Zira denizden bir damla o denizden haber verir. Bugün
yaptıklarımız ömrümüzü nasıl geçirmekte olduğumuzdan da haber verir. Önce
elimize bizi şaşırtmayacak bir ölçü alalım. Yarın ahirette doğru kabul edilecek
şeyleri ve kötü kabul edilip yüzümüze çarpılacak şeyleri dinimizden
öğrenmeliyiz. Demek ki dini ölçü olarak almayanın doğru bir ölçüsü olmaz, olsa
da kafasına göre ölçüsü olur ki onada ölçü denmez.
Mademki doğru
ölçüyü bulduk. Öyleyse ölçmeye başlayalım. Sabah kalkışımızdan ve farz olan
sabah namazını kılıp kılmadığımıza bakalım. Zira gün içinde mutlaka yapmamız
istenen farzlar vardır. Onları yapıyorsak doğru yapıyoruz demektir. Sünnetler
var, güzel kabul edilen ve yapanlara sevap kazandıran güzel hareketler, her türlü
iyilikler, bunun yanında alın teri dökerek helal kazanıp yeme var. Haramlardan
kaçmak ise şart. Yaptığımız işler konuştuğumuz sözler gittiğimiz yerler yiyip
içtiklerimiz hatta her şeyimiz haramlardan uzak olmak zorunda. Haram yersek
ahirette ateş yedirirler, harama bakarsak gözlerimize ateş doldururlar, haram
tutarsak ateş tuttururlar ve hakeza. Haramlar yarın ahirette ateş şeklinde
olacak ve bize azap verecektir.
Şimdi
hareketlerimizi bir kez daha inceleyelim. Seni cennete götürecek hareketler mi
yapıyorsun yoksa cehenneme götürecek işler mi yapıyorsun?
Yoksa bu gibi
şeylerle hiç ilgilenmiyor musun. Bilki hiç ilgilenmesen de hatta ahireti ve
orada olanları yok saysan da onlar mutlaka başına gelecektir. Cehennemi inkar
eden kafirler yarın cehenneme sokulup “yalanlayıp durduğunuz ateşe girin bakın
bakalım yalanmıymış “ denilecektir. Demek inkar etmek hiçbir şeyi
değiştirmiyor. İnkar etmek ile kişi ancak kendi ocağını söndürüyor. İsyan
edenlerde öyle onlar ancak kendilerini mahvediyorlar. Eğer biraz olsun
kendimizi seviyorsak bizi yarın ahirette tehlikeye düşürecek hareketlerden son
derece uzak durmalıyız. Nasıl ki dünyevi bir tehlike ihtimali olduğu zaman ihtiyatlı
davranıyoruz.
“Dünya sevgisi bütün hataların başıdır”
hadisi şerifi gereğince bütün yanlış işleri bu dünya sevgisi yüzünden
yapıyoruz. Bundan kurtulmanın yolu ölümü düşünmektir. Çünkü ölüm hayal değil,
gözümüz ile gördüğümüz bir gerçektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder