28 Mayıs 2013 Salı

Allah’a kulluk olmadıktan sonra Türk olsan ne yazar, Kürt olsan ne yazar…




Defalarca yazmışız: Biz müslümanız ve bizim dinimizde ırkçılık yoktur ve ırkçılık yapanlar cehenneme ilk girenlerden olacaklardır.
Şunu da belirtelim ki; insanları böyle kavim kavim yaratan Allah’tır ve bu, Kur’an-ı Kerim’de açık olarak belirtilmiştir. Şimdi ben  Türk’üm. Türkçülük yapmam, amma ırkımı da inkâr etmem. Zaten olması gereken orta yol da budur; ırk var, ırkçılık yoktur.
Şimdi sen, fahişe bir kadını sırf Türk diye sevebilir misin? Adam islam’a ve Müslümanlara düşman, ‘Ya islamî hayat tarzı geri gelirse’ diye ödü patlıyor; şimdi sen, sıfr Türk diye bu adamı sever misin? Adam sahtekar, yalancı, dolandırıcı vs. Böyle bir adamı Türk diye sevmek olur mu? Peki dönelim, mesela bir İtalyan; İslam’ı din olarak kabul etmiş, içki zina, faiz gibi dinimizin yasakladığı şeyleri terk etmiş ve başlamış beş vakit namaz kılmaya, Ramazan ayı gelmiş O’da başlamış senin gibi oruç tutmaya. Mü’min olduğu için senin kardeşin olmuş. Allah cc sizi kardeş ilan etmiş. Şimdi sen, bu adam Türk değil diye onu sevmeyecek misin?
Kardeşim, bizim ölçümüz İslamiyet’tir. Dinimizde Allah için sevmek ve Allah için kızmak vardır; ırkı ne olursa olsun. Biz Türk’te olsa, hatta en yakın akrabamız ve kardeşimiz de olsa İslam’a yan bakıyorsa onu asla sevmeyiz ve ona kızarız. Allah’a kul olmadıktan sonra Türk olsa ne yazar, Kürt olsa ne yazar. Amma İslam’ı din olarak kabul etmiş ve elinden geldiği kadar Allah’a kulluk etmeye çalışan, o bizim kardeşimizdir ve onu severiz; Türk te olsa, Japon da olsa.
Şimdi bu ölçüyü elimize alalım, etrafımıza şöyle bir bakalım. Herkesin yaptığı hareketlere göre kimi sevip kime kızacağımızı tesbit edelim. Elimizde böyle bir ölçü olduktan sonra ‘acaba doğru mu yapıyorum? gibi bir endişemiz de olmaz. Zira bu ölçü bizi asla şaşırtmaz. Çünkü bu ölçü, Alemleri yoktan yaratan Allah’ın peygamberi vasıtası ile biz insanlara gönderdiği ölçüdür.
Elimizden geldiği kadar Allah için sevip Allah için kızalım. Günümüzde herkes sevmekten bahsediyor. Halbuki sevmek kadar kızmak ta önemlidir. Mesela sen, birisi babana hakaret etse hemen fırlarsın ve tepkini gösterirsin. Peki her gün dinine, peygamberine hakaret edenleri nasıl hoş görelim diyorsun? Ömrünü Allah’a isyan ile geçirenlere nasıl olup ta kızmıyorsun? Hatta onlarla kol kola olabiliyorsun? Hayır, bunda bir yanlışlık var: sen ancak Allah’a itaat eden mü’minleri dost edinebilirsin. Çünkü ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: Sizin dostunuz ancak Allah, O’nun peygamberi, namaz kılan, zekat veren ve rükû eden mü’minlerdir” Maide Suresi 55
Rabbimiz bizi istikametten ayırmasın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder