22 Mayıs 2013 Çarşamba

Zekat vermek malı eksiltmez!...



Müslüman olmanın beş şartını su gibi ezbere biliriz amma… iş tatbikata gelince nedense zorlanırız. Dinimizde olmazsa olmaz şartlardan birisi de zekat vermektir.
Peygamberimiz sav sadaka malı eksiltmez buyurmuşlardır. En birinci sadaka zekattır. Demek zekat vermekle malımız eksilmiyor. Zekat vermeyenler mallarının eksileceği düşüncesi ile vermediklerine göre, demek yanlış ediyorlar. Aslında verseler malları eksilmeyecek. Vermezlerse ne olur? İşte o zaman, çok örnekleri olduğu gibi, zekat miktarından çok fazlası gider. Demek vermeyenler değil, verenler kazançlı. Görünüşe aldanmamalı!..
Senin malının içinde bulunan zekat miktarı mal aslında senin değil, senin malın içindeki fakirlerin malıdır. Eğer onu onlara vermezsen onların mallarını gasbetmiş olursun. Bunun cezası da ağırdır. Ayrıca zekat vermeyi Allah cc emrettiği için, emri yerine getirmezsen cezan da ağır olacaktır.
Buğday, arpa, fasulye gibi tarla ürünlerinin zekatına uşür denir. Tarladan kaldırdığın ürünün uşrünü vermezsen bu da kâr değildir. Görüyorsun ki bir sene sonra ne yağmur oluyor nede ürün. Elin boş kalıyor. Halbuki uşrünü versen de gelecek sene daha fazla ürün alsan olmaz mı?
Fakirler ağlıyorsa muhakkak zekatta bir problem vardır. Ya zekat verilmemektedir yada bazıları hile-i şer’iyye ile o zekatı camilere, kurslara, okullara aktarmaktadır. Herkes bilir ki zekat binalara geçmez. Amma bir yolunu bulup, onu neticede binaya aktarmak büyük vebal olduğu gibi, zekatta geçersiz olduğundan yeniden verilmesi icap eder. Zira, Allah’ı kandırmak mümkün değildir.
Aslında zekat verip bir kenara çekilmekte doğru değildir. Zekatımız yoksa sadaka vermeliyiz. Madem sadaka malı eksiltmiyor, imanla kabre girmeye vesile oluyor, ahirette bol bol karşılık veriliyor, kişi kıyamet günü onun gölgesinde oluyor, gelen kaza-belâyı def ediyor, hastalıkların şifasına sebep oluyor ve hakeza… Öyleyse neden sadaka vermekten geri kalalım? Fırsat buldukça, az-çok demeden sadaka vermeye devam etmeliyiz. Yalnız sadaka vermekte bazı şartlar vardır.
1. Kendin muhtaç olacak şekilde, bütün malını vermeyeceksin.
2. Başkasının malından değil, kendi malından vereceksin.
3. Verdiğin kişinin başına kakarak veya onu minnet altında bırakarak   sadakanı boşa çıkarmayacaksın.
4. Fakir ve muhtaç duruma düşerim korkusuyla sadakayı terk etmeyeceksin.
5. Sadaka sadece maldan olmayacak, ilmi olan ilmi ile, kuvveti olan kuvveti ile, makamı olan makamıyla muhtaçların yardımına koşacak. Güler yüz göstermenin bile sadaka olduğu unutulmayacak.
6. Sadakayı alan kişi onu kötü yollarda sarf etmeyecek, zaruri ihtiyaçlarında sarf edecek. Yani sadakayı alan kötü işlerde onu sarf etmeyecekl
Eğer zekat fakirlere verilmez ve faiz ile ihtiyaç sahipleri ezilirse toplumda anarşi olur. Tarihteki bütün karışıklıkların sebebi bu ikisidir: Zekatın verilmemesi ve faiz.
Eğer toplumda huzur olsun, fakirlerin yüzü gülsün isteniyorsa; belâ ve musibetler gelmesin, kuraklık olmasın, bereket olsun, bolluk olsun isteniyorsa, yapılacak iş: zekatların güzel bir şekilde hesaplanarak layık olanlara ulaştırılmasıdır.
Zekat verenlerin kârları saymakla bitmeyeceği gibi, vermeyenlerde kâr ettiklerini sanmasınlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder