Rabbimizin bizlere hem
sonsuz, hem de çok kıymetli ve son derece çeşitli nimetleri vardır. Yalnız, biz
insanlar, genellikle bu nimetlerin pek farkında olmayız; ancak onları
kaybettiğimiz zaman fark ederiz. İnsanın özelliği bu. Vücudumuz da öyledir.
Tıkır tıkır çalışırken, cihazlarımızın farkına bile varmayız, amma hiç farkında
olmadığımız bir yerimiz hastalanınca anlarız ki, o organımız meğer ne kadar
kıymetli imiş. Bu açıdan baktığımızda çevremiz nimetlerle doludur.
Bu nimetlerden biri de
dostlarımızdır. Dostlarımızın kıymetini de ancak onları kaybedince anlarız.
Yapımız bu. Keşke kaybetmeden anlayabilsek, amma olmuyor.
Hiç dostsuz kaldınız mı?
Umarım kalmışsınızdır. Çünkü, böyle şeyler herkesin başına gelir. Dostsuz
kalınca anlamışsınızdır ki meğer bu hayat, bu şehir, bu mahalle hep o dostlarla
güzelmiş…Onlar olmayınca dünya nasılda kararıyor, o güzelim şehir nasıl da
gözümüzde matem haneye dönüşüyor, her şey bize nasıl da yabancılaşıyor ve o
eskiden neşe içinde dolaştığınız yerlerden kaçmaktan başka çare kalmıyor. O
zaman anlıyorsunuz ki meğer bu yerler, bu şehirler, bu hayat hep dostlarla
güzelmiş, onlar olmayınca hayatın da bir tadı kalmıyormuş…
Eğer o eski mutlu günlerde
dostlarımızın kıymetini bilmiş ve gereken değeri vererek yaşamış isek ne mutlu.
Gene de içimizi bir hüzün kaplıyor amma, farklı bir hüzün…Eğer bir de o
dostlarımızın zamanında kıymetlerini bilememiş isek, yerli yersiz onları kırmış
isek; işte o zaman telafisi mümkün olmayan bir pişmanlık bizim içimizi kaplar.
Öyleyse, şimdi yapılacak iş:
Bugün etrafımızda bulunan dostlarımızın kıymetini bilmek, onlara gereken hürmet
ve saygıda kusur etmemek, ufak tefek şeyler için gönüllerini kırmamaktır.
Unutmayalım, buradaki dostlarımız yarın ahirette, ebedi hayatta da bizim
dostlarımız olacaklardır. Öyleyse, değil mevcut dostlarımızı kırmak ve onları
dağıtmak, belki yeni yeni dostlar kazanmanın peşinde olmalıyız. Çünkü, bugün
hayat nasıl onlarla güzel oluyorsa, yarın ahirette de hayat onlarla güzel
olacaktır…
Mevlâna Hz.leri “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır”
demiştir. Öyleyse, bizler dostlarımızın ufak tefek kusurlarına bakmayarak idare
edelim. İlla hatalarına bakacaksak, o hataları düzeltmeleri için onlara
yardımcı olalım ve bu hayatı bu şekilde güzel bir şekilde tamamlamaya
çalışalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder