28 Mayıs 2013 Salı

Akrabalık bağları




Geçen yazımızda ‘komşu komşuyu tanımaz hale getirildi’ dedim. Suçlu bu insanlar değil onları bu hayat tarzına sevk edenlerdir. Komşular birbirlerinden koparıldıktan sonra akrabalarda birbirlerinden koparıldılar. Şimdi sen ne kadar uğraşsan bu bağları devam ettiremiyorsun. Neden mi? Çünkü akrabaları birbirlerine bağlayan bağlar bilerek ve isteyerek koparıldı. Kimin kopardığını şimdi anlayacaksın.
Akrabaları birbirlerine bağlayan bağların başında birbirlerinden miras almaları gelir. Dinimiz mirası dağıtırken sadece karı, koca ve çocuklara değil aynı zamanda babaya, anneye, duruma göre dedeye, neneye hatta kardeşe, amcaya kadar mirastan pay ayırmıştır. Böylece akrabalar birbirlerine bağlanmıştır. Dede miras alır toruna sahip çıkar, amca miras alır yeğenlere sahip çıkar ve hakeza. Kendisine sahip çıkılan kişide ister istemez dedesine, amcasına ve hakeza hürmet ve saygıda kusur etmeyecektir. İşte şimdi dinimize göre miras dağıtılmadığından akrabalar birbirlerinden uzaklaşmış, herkes kendi başına kalmış, hayat yükünü tek başına yüklenmiş ve altında ezilmektedir.
İkincisi ise; dinimiz hata ile adam öldürme gibi diyet ödemesi gereken büyük suçlarda akrabalarada cezaya katılma mecburiyeti getirmiştir. Böyle olunca herkes akrabalarının suç işlememesi için çaba harcamaya başlamış ve herkes birbirlerine müdahale ederek oto kontrol sistemi getirilmiştir. Suçlar yok denecek kadar azalmış, kimse ‘sen bana karışamazsın’ diyememiştir.
Şimdi ise herkes yaptığından kendi sorumludur. Dolayısıyla kimse kimseye karışamıyor. Karışırsan ‘sana ne’ diyor. Akrabalarda cezaya ortak tutulmadığından ‘ne halin varsa gör’ diyorlar. Böylece toplumda suçlar arttığı gibi huzurda bozuluyor, akrabalarda birbirleriyle ilgilenmediklerinden birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Toplumda suçlar çığ gibi büyüyor ve kimse ne yapacağını bilmiyor.
Yapılacak iş; Allah’ın bizim için gönderdiği kanunları tatbik etmek ve onlara sarılmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder