Akrabaları birbirlerine bağlayan bağların başında
birbirlerinden miras almaları gelir. Dinimiz mirası dağıtırken sadece karı,
koca ve çocuklara değil aynı zamanda babaya, anneye, duruma göre dedeye, neneye
hatta kardeşe, amcaya kadar mirastan pay ayırmıştır. Böylece akrabalar
birbirlerine bağlanmıştır. Dede miras alır toruna sahip çıkar, amca miras alır
yeğenlere sahip çıkar ve hakeza. Kendisine sahip çıkılan kişide ister istemez
dedesine, amcasına ve hakeza hürmet ve saygıda kusur etmeyecektir. İşte şimdi
dinimize göre miras dağıtılmadığından akrabalar birbirlerinden uzaklaşmış,
herkes kendi başına kalmış, hayat yükünü tek başına yüklenmiş ve altında
ezilmektedir.
İkincisi ise; dinimiz hata ile adam öldürme gibi diyet
ödemesi gereken büyük suçlarda akrabalarada cezaya katılma mecburiyeti
getirmiştir. Böyle olunca herkes akrabalarının suç işlememesi için çaba
harcamaya başlamış ve herkes birbirlerine müdahale ederek oto kontrol sistemi
getirilmiştir. Suçlar yok denecek kadar azalmış, kimse ‘sen bana karışamazsın’
diyememiştir.
Şimdi ise herkes yaptığından kendi sorumludur. Dolayısıyla
kimse kimseye karışamıyor. Karışırsan ‘sana ne’ diyor. Akrabalarda cezaya ortak
tutulmadığından ‘ne halin varsa gör’ diyorlar. Böylece toplumda suçlar arttığı
gibi huzurda bozuluyor, akrabalarda birbirleriyle ilgilenmediklerinden
birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Toplumda suçlar çığ gibi büyüyor ve kimse ne
yapacağını bilmiyor.
Yapılacak iş; Allah’ın bizim için gönderdiği kanunları
tatbik etmek ve onlara sarılmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder