Bu
konuda da insanlar iki guruba ayrılırlar. Haklı olan eleştirilere açık olan ve
bunları olgunlukla karşılayan insanlar ve eleştirilere kapalı, tahammülsüz
insanlar.
Bu
durumu öğretmenlerde rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Bazı zeki öğrenciler
olur. Problemi öğretmenden önce çözer veya öğretmenin eksik ve hatasını bulur.
Akıllı, olgun, bilgisine ve kendisine güvenen öğretmenler böyle bir durumu
büyük bir olgunlukla karşılar, hatta bu medeni cesaretinden dolayı öğrenciyi
tebrik eder ve kendisi de bu eksiğini gidermek suretiyle bu durumdan istifade
eder. Ancak mesleğinde başarısız ve yetersiz öğretmenler bunu yapamazlar. Hemen
öğrenciye kızar, onu susturur, hatta ona kafayı takar ve öğrenciliği ona zehir
eder. Bunun örnekleri pek çoktur.
Aynı
şeyler bir aile reisi için de geçerlidir. Ailesini rahat ve başarılı bir
şekilde idare eden bir aile reisi eleştirileri olgunlukla karşılar, bu
eleştirileri dikkate alarak varsa eksikliğini giderir ve böylece her geçen gün
daha iyiye doğru gider. Aile bireyleri de huzurlu ve mutlu olurlar. Aile reisi
işinde ve idaresinde yetersiz ise bağırır çağırır, eleştirilere tahammül edemez
ve aile fertlerine de huzur vermez.
aynı
kural mesela bir okul müdürü için de geçerlidir. İşinde başarılı, bilgili ve
kendisine güvenen bir müdür eleştirileri dinler, uygun olanları tatbikata
koyar, eleştiri yapanlara teşekkür eder. Böyle bir okulda çalışan öğretmenler
ve öğrenciler hem daha başarılı olur hem de huzurlu ve mutlu olurlar. Eğer
müdür işinde başarılı değilse, bilgisi ve seviyesi yetersiz ise eleştirilere
tahammül edemez, yersiz sert davranışlar gösterir ve okulu öğretmen ve
öğrencilere çekilmez hale getirir.
Aynı kural bir fabrikatör için de geçerlidir.
Başarılı, bilgili, tecrübeli, olgun bir fabrikatör veya işyeri yöneticisi
eleştirilere açık olur, yapılan eleştirileri büyük bir olgunlukla karşılar,
onları dikkate alarak uygulanabilir olanları tatbikata koyar. Böylece hem daha
başarılı olur, hem de iş yerinde çalışanlar huzurlu ve mutlu olurlar.
Fabrikatör veya idareci başarılı değilse, bilgisi, becerisi seviyesi az ise
hırçın olur. Eleştirilere tahammül edemez. İş yerinde terör estirir. Çalışanlar
da huzursuz olduğundan iş verimi de düşer.
Bunun
için başarılı, olgun ve bilgili kişilerden korkmayın. Onlar eleştirilere,
yeniliklere ve yenilenmeye açık tevazu sahibi olan insanlardır. Başarısız,
işinde yetersiz insanlardan korkun. Onlar hırçın, eleştirilere ve yeniliklere
kapalı olup kaba kuvvet kullanmaktan çekinmeyen kişilerdir.
Bu
kural devleti idare edenler içinde geçerlidir. Onlar başarılı olursa bütün
millet rahat eder ve huzurlu olur. Eğer onlar başarısız olurlarsa sıkıntıyı
herkes çeker. Bunun için onların başarılı olabilmesi için herkesin elinden
geleni yapması gerekir.
Bu
kural devletlerin sistemleri içinde geçerlidir. Önceki yıllarda katı sosyalist
ve kominist sistemler vardı. Yıkılanlar hariç hala ayakta olanları var. Bu
sistem içinde yaşayanlar asla sistemi eleştiremez, sistemi kuranlar veya
sistemi savunan veya yürütenler hakkında doğru olan şeyleri bile söyleyemezsin.
Eleştirilere tahammül yoktur. İşte bu özellik o sistemlerin ne kadar yetersiz,
geri birer sistem olduğunu göstermektedir ki sonunda bir çokları yıkılıp
gitmiş, halklarına da dünyayı zehir etmişlerdir. Aydınlarını, fikir adamlarını
ve bilge insanlarını haklı ve yerinde eleştirilerinden dolayı hapse atan bir
sistem elbette yıkılmaya mahkumdur. Bu beşeri sistemler içinde eleştirilere
açık olan, yeni fikirlere saygı gösteren ve en mükemmeli Demokrasidir. Bunun
için her ülkedeki insanlar Demokrasi havariliği yapmaktadır. En gelişmiş beşeri
sistem olduğu için diğer sistemler içinde yaşayan insanlar Demokrasiye
geçilebilmesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Demokrasi
diğer beşeri sistemler içinde en gelişmiş olanı olduğu; fikirlere ve
yeniliklere açık olması, haklı eleştirilere kulak vererek halkını daha huzurlu
ve mutlu etmeye gayret etmesndendir. Her geçen gün kendisini yenilediğinden,
halkın huzur, mutluluğunu esas aldığından, ilerleme ve özgürlüklere açık
olduğundan insanoğlunun tarih boyunca edindiği tecrübelerle elde ettiği en
mükemmel beşeri sistem Demokrasi olmuştur.
Bizim
ülkemizde de sistemi eleştirmek yasaktır. Sistemi kuranlar ve yürütenleri haklı
bile olsan eleştiremezsin. Bu bize içinde bulunduğumuz sistemin; eleştiri ve
yeniliklere açık, halkının huzur ve özgürlüklerini esas alan Demokrasiden ne
kadar geri olduğunu gösterir.
Bunu
için ülkemizde; 'gerçek demokrasiyok, demokrasinin adı var, kendi yok; hakiki
demokrasiyi istiyoruz' tarzında aydın ve fikir adamlarının yaptıkları
konuşmalar bunun içindir. Türkiye şu an itibari ile gerçek demokrasiden uzak
bir sisteme sahiptir.
Aslında
Türkiyenin Avrupa Birliği macerası da bu sistemden kurtulmak, Avrupaî bir
Demokrasi ve hürriyetlere kavuşmak içindir. Avrupalılaşmak eskiden beri
uygarlık ve ilerlemenin şartı olarak gösterildiğinden sistemin sahipleri AB'ye
açıktan hayır diyememekte, bir taraftan da Avrupanın dayattığı yeniliklere
alttan alttan karşı çıkmaktadırlar. Dolayısıyla şimdi sistemin sahipleri iki
arada bir derede kalmışlardır. Çünkü onlarda bilmektedirler ki Avrupaya uyum
sağlandığında bu sistemden eser kalmayacaktır. AB'ye karşı olmak ise gericilik
sayıldığından açıktan karşı da çıkamamaktadırlar. Bakalım sonuç ne olacak?
Bu
yazdıklarımızdan bizim de beşeri bir sistem olan Demokrasiyi savunduğumuz
sanılmamalıdır. Biz bu yazımızda sadece bu gün yaşanan gerçeklerin bir
değerlendirmesini yapmış olduk. Yoksa:
Ben
bir müslümanım. islamiyet ise bu kâinatı
yaratan Allah'ın kulları olan biz insanlara mutlu ve huzurlu olmamız için
gönderdiği sistemin adıdır. Demokrasi ise; insanların binlerce yıllık acı
tecrübelerle geliştirdikleri sistemin adıdır. Dolayısıyla bir müslüman Allah'ın
gönderdiği sistemi bırakıp beşeri bir sistemi kabul edip, benimseyemez. yoksa
islamiyetle bir bağı kalmaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder