28 Mayıs 2013 Salı

Saçıp savurmayın, Cimri de olmayın…




“Cimri cennete girmez” hadis-i şerifi cimrilerin bütün hayırlardan mahrum olduklarını göstermektedir. Zira cimriler fakirin mallarındaki hakkı olan ve Allah’ın emri olan zekatı veremezler, para gidecek diye sıla-i rahim yapamazlar. Cimrilik yüzünden insanlara bir yardım ve hayırda bulunamazlar. Cimrilik onları bütün hayırlardan alıkoyar.
Saçıp savurmak ise cimriliğin tam tersi olarak yerli yersiz parasını harcamaktır ki…”saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir”(İsra Suresi 26) ayet-i kerimesi  ile saçıp savurmak yasaklanmıştır.
Öyleyse, harcamada orta yol tutulmalıdır. Bu ise iktisaddır. İktisad yerli yerince ve ihtiyaç miktarı harcamaktır. Yeri geldiğinde harcamaktan kaçınmamak, lüzumsuz yerlerde ise harcama yapmamaktır. Demek iş, miktarda değildir. Mesele yerinde harcayıp harcamama meselesidir.
İktisad etmek ayet ve hadislerle övülmüş ve Müslümanlara iktisadlı olmaları  emredilmiştir. Cenab-ı Hak “yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz” (Araf Suresi) buyurmuştur. Peygamberimiz (sav)’de iktisad edenlerin geçim sıkıntısı çekmeyeceklerini bildirerek, akan bir nehir kenarında bile olsa suyun israf edilmemesini emretmiştir.
Bu alem iktisad üzerine kurulmuş ve devam etmektedir. Dolayısıyla
israf edenler bu alemde cari olan şeriat-ı fıtrıyyeye muhalefet ettiklerinden çabuk tokat yerler. İhtiyaç miktarı yemek iktisaddır. Bu durumda bu yemek o kişi için faydalı ve sıhhatli olmasına sebeptir. Az yediği için aşırı masraf ta etmediğinden bütçesi de sarsılmaz. Sırf biraz daha lezzet alabilmek için aşırı yiyenler önce çok yemenin zararını sıhhatlerini kaybederek görürler. Günümüzde olduğu gibi aşırı kilolardan kurtulmak için çare aramaya başlarlar. Bu yenen şeyler de öyle ucuz olmadığından geçim sıkıntısı da onları yakalar. Günümüzde yiyecek ve içecekler insanlık tarihi boyunca görülmedik şekilde çoğaldığı halde neden acaba hastaneler dolup dolup boşalıyor dersiniz? Evet, bizlere hep, “can boğazdan gelir, yiyin” dediler. Meğer yalanmış. Yedikçe hastalıklar artıyormuş. Dolayısıyla sıhhatli olmak isteyenler az yemelidir. Hiç az yemek güzel olmasaydı Allah cc senenin bir ayını oruç ile emreder miydi?
Evet, şu dünyada rahat etmek isteyen iktisad etmelidir. İsraftan şiddetle kaçınmalı, yerli yersiz parasını harcayarak ta şeytanlara kardeş olmamalıdır.
İsraf her şeyde olabilir. Nehir kenarında bile olsa abdest alırken ihtiyaçtan fazla su kullanmak israf olduğu gibi, iki senede bir koltukları değiştirmek te israftır. İki liraya karnını doyurmak mümkün iken 50 liraya yemek yemek acayip bir israftır. Kıymetli vaktini boş şeylerde harcamak israf olduğu gibi iki ekmek yetecekken üç ekmek alıp birisini çöpe atmak büyük bir israftır. Evlerde akan suyu düşünün. Ne kadar yatırımlarla ve gayretlerle o sular akıtılmaktadır. Şimdi sen 20 litre su ile banyo etmen mümkün iken 100 litre su harcarsan olur mu? Üstelik bu suyu bulmak ayrı bir mesele, kullandığın suyu temizleyip tekrar kullanılacak hale getirmek ayrı bir meseledir. Halbuki ihtiyacın kadar kullansan bu insanlara ve bu ülkeye ne kadar iyilikte bulunmuş olursun!
Öyleyse, hem dinimizin bir emri olarak, hem de aklın bir gereği olarak iktisad etmeliyiz. İsraftan ve cimrilikten ise kaçınmalıyız. İktisadın mükafatı daha dünyada başladığı gibi, cimrilik ve israfın da cezası hemen dünyada verilmeye başlanır.
….
GÜNÜN SÖZÜ: “Günde üç öğün dahil olmak üzere çok yemenin zararı, az yemenin faydası saymakla bitmez. Yani, sünnet-i seniyye miktarı yemelidir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder