8 Ocak 2011 Cumartesi

BEN KİMİM?

 
 Selahattin Altıntaş/16.2.2007
Ben kimim?
Bu soru çok basit gibi görünse de, aslında bütün sırlar bu sorunun arkasında gizlidir. Eğer bir kimse, bu sorunun cevabını doğru olarak bilmiyorsa, boşuna yaşıyor demektir. Bir kimse, bu sorunun cevabını doğru olarak bilmeden ölüp gitmiş ise, boşuna bir hayat sürmüş demektir. Eğer bir de cevabı yanlış olarak biliyorsa,  o zaman durum daha da kötü demektir. Bu durumda denilebilir ki; şu dünyaya gelen bir kişinin belki de ilk yapacağı ve en önemli işi bu soruya doğru cevabı bulmaktır.
Bu soruyu basite almamak gerekir. Cenab-ı Hak dahi nefsi yarattığı zaman ona bu soruyu sormuş – Men ene, ve ma ente? Yani; Ben kimim ve sen nesin? demiş; nefis ‘Ben benim, sen de sensin’ diye cevap vermiştir. Ona çeşitli azaplar vermiş, hatta Cehenneme atmış ve sonra yine sormuş: Ben kimim ve sen nesin? Cevap yine aynı olmuş: ‘Ben benim, sen de sensin’ Bu defa nefsi aç bırakmış ve yine sormuş: - Men ene, ve ma ente? Nefis bu defa şöyle cevap vermiş: -Sen benim Rabbi Rahimimsin, ben senin aciz bir kulunum.
Demek nefis, benlik davasından kolay kolay vazgeçmez.
‘Ben kimim?’ sorusu, peşinden başka soruları da getirir; sen kimsin?, bu insanlar kim?, bu hayvanlar neci, bu bitkiler ne?, bu dünya, bu ay, bu güneş, bu yıldızlar ve bu kâinat ne? Bu gelenler, bu dünyaya niçin geliyorlar? Gelenler çok durmayıp kısa bir hayattan sonra doymadan gidiyorlar, neden? Niye geliniyor, nereye gidiliyor? Ve hakeza… Bu ve buna benzer nice sorular… Bu sorulara doğru cevap ancak ‘ben kimim?’ sorusuna verilecek doğru cevap ile bulunabilir.
Her insanın hususi bir alemi vardır. İşte onun bu hususi aleminin şekli ‘Ben kimim?’ sorusuna verdiği cevaba göre olur. Bu sorunun doğru cevabı kısaca şudur:
Ben, bu kâinatı ve mahlukatı yoktan var eden ve her an onlarda tasarruf etmekte olan Allah’ın aciz bir kuluyum.
‘Ben kimim?’ sorusunun kısaca cevabı budur. Böyle doğru cevabı bilir ve kabul edersen diğer sorularında doğru cevaplarını kolayca bulabilirsin. O zaman dersin ki; bu insanlarda benim gibi Allah’ın yarattığı aciz birer kuldur. Benim de, onlarında rızıklarını O veriyor. Beni de onları da eceli gelince O öldürecek ve hesaba çekmek üzere beni de onları da O diriltecek. Böylece hiç kimseyi ilah derecesinde gözünde büyütmezsin. Bütün hayvan ve bitkileri de Allah’ın yarattığını bilir ve O’nun eserleri olarak görürsün. Kâinata baktığın zaman, koca koca gezegen ve galaksileri, bu kâinatın sahibi olan Allah’ın emrinde hareket eden ve O’na boyun eğen haşmetli birer memur olarak görürsün. Bu durumda onlar sana dehşet vermezler. Deprem gibi hadiselerin de dizgininin Allah’ın elinde olduğunu bilir ve korkmazsın. Çünkü bilirsin ki; bu alemde O demeden zerre kıpırdayamaz. Peki hoşumuza gitmeyen bir şey olursa? O zaman dersin ki; madem O’nun izni ile olmuştur. ‘Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler’ der, tevekkül eder ve teslim olursun.
Her şeyi Allah’ın emrinde gördüğün için, firavun gibi başını kaldırmaz ve O’nun emir ve yasaklarına göre yaşamak, artık sana zor gelmez. Öyleya, ayların, güneşlerin kendisine itaat ettiği bir zata isyan etmek hangi akıl iledir? Zerre kadar aklı olan bunu yapar mı? Madem O’nun mülkündeyim, madem beni O yarattı, madem beni yaşatan ve rızkımı veren O, madem beni istediği zaman öldürüp, toprağa sokacak olan yine O; öyleyse, O’nun emrini dinlemeyip te kimin emrini dinleyeceğim? İşte, böylece insan, sadece Allah’a kulluk ederek, kimseden çekinmeden rahat bir hayat sürer.
Maalesef dünyada yaşayan insanların çoğu, bu ‘Ben kimim?’ sorusuna doğru cevap veremediklerinden bu rahattan mahrumdur. Kendilerinin ne olduğunu, niçin bu dünyaya geldiklerini, niçin yaşadıklarını ve nereye gittiklerini doğru olarak bilemediklerinden diğer insanları da, bu dünyayı da, bu olayları da doğru olarak değerlendiremezler. Dolayısıyla hayvan gibi yaşar, bazı süfli zevklerin peşinde ömürlerini tüketir ve bir şey anlamadan bu dünyadan göçer giderler. ‘Tuh onların akıllarına’ de.
Buradan anlaşılıyor ki ‘Ben kimim? sorusu, mutlaka doğru olarak cevaplanması gereken ve insanın hayatındaki en önemli ve en birinci sorudur. Çünkü, her şey bu soru ile bağlıdır. Bu sorunun cevabını doğru olarak bulup, ona göre yaşamayan, boşuna yaşamış demektir. Bu ise, basit bir şey değildir. Devletin en yüksek makamlarında olsa da, servetçe en zengin insanlardan olsa da , teknolojide ilerleyip göklerde uçsa da, netice değişmez.
Şimdi sen kendi nefsine bak. Eğer canın istediği gibi yaşıyorsan, istediğin gibi giyinip, istediğin gibi eğleniyorsan, istediğini yiyip istediğin yere gidiyorsan, istediğin zaman yatıp istediğin zaman kalkıyorsan, istediğin gibi alış veriş yapıp isteğin gibi davranıyorsan senin nefsin ‘ben benim’ diyen bir nefistir ve sahibini cehenneme götürür. Eğer sen, canın istediği gibi bir hayat değil de Cenab-ı Hakk’ın istediği gibi, O’nun emir ve yasaklarına göre bir hayat sürüyorsan, o zaman senin nefsin ‘Sen benim Rabbi Rahimimsin, ben senin aciz bir kulunum’ diyen bir nefistir ki, ne mutlu sana, seni kutlar ve tebrik ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder