27 Ocak 2011 Perşembe

Dünya Çalkalanıyor, Türkiye Çalkalanıyor!

Evet, dünya çalkalanıyor, Türkiye çalkalanıyor; belki de şöyle söylemek gerek: Dünya yeni bir asra hazırlanıyor; geçen asrın pisliklerinden temizlenmek ve kurtulmak için dünya çalkalanıyor.
Malûm, son zamanlarda ülkemizde tasfiye sürecine giren kesim geçen asra damgasını vuran kesimdi. Hani, geçen asrın başlarında “şahsın idamına, şahitlerin bilahare dinlemesine…” diye karar verecek kadar zorba olanların asrı… Bunlar hakim oldukları dönemde bu milleti ve dünya çapında insanlığı nasıl inlettikleri zaten tarih kitaplarında mevcuttur. İki sene kadar önceki bir yazımda bunlara “güle güle” demiştim. Evet, iki sene sonra ‘Abbas yolcu’ misali gitmekte olduklarını artık herkes görüyor. Görüyor da kendileri bir türlü göremiyorlar. Hâlâ saltanatlarını devam ettirebileceklerini sanıyorlar. İşte bunlar bu kadar aptal ve ahmaktırlar. Veya bu kadar körler ki herkesin gördüğü gerçeği görmekten de acizler.
Evet, girdiğimiz bu yeni asırda zalimlere yer yok. Çünkü, bu asır geçen asrın tam tersine, adaletle dolacak. Bir asırdır yaşanmakta olan zulüm, yerini adaletin aydınlığına bırakacaktır. Bunu önlemek hiç kimsenin haddi değildir. Nasıl güneşin doğması ve karanlığın gitmesi, kışın gidip baharın gelmesi engellenemiyorsa bu da aynen böyle olacaktır. Dünyaya yeni bir bahar ve yaz gelmektedir. Bunu önlemek mümkün değildir. Zalimler ne kadar direnseler de çareleri yoktur. Artık insanlık, yaşanan şu son zulümlerden sonra aydınlığa çıkacak ve adaletin aydınlığı bütün dünyayı kaplayacaktır. Bu bir kehanet değildir. Bu, peygamberimiz’in (sav) 1400 sene önce bize verdiği müjdedir ve alametleri de gözle görülmeye başlamıştır.
Son zamanlarda, kendilerine Allah’ın alçaklık damgası vurduğu zalim Yahudilerin zulümlerini ve masum çocukları katletmelerini; bunun yanında ülkemizdeki faili meçhullerin ve kargaşaların arkasında bulunanların yavaş yavaş tasfiye sürecine girmiş olmalarını düşündüm.
Evet, içine girdiğimiz asrın adaletle dolması aynı zamanda bu zalimlerden hesap sorulması ve hak ettikleri cezaların verilmesi anlamını da taşımaktadır. Öyleyse, bu zalim Yahudilerden bugün yaptıklarının hesabı sorulacak ve cezaları elbette verilecektir. Kısasa kısas dinimizin önemli düsturlarındandır. Elbette bu kadar masum ve sivil halkı, özellikle hiçbir suçu olmayan çocukları öldürmeleri affı mümkün olmayan bir cinayettir ve kısasa kısas kaidesince aynı mukabeleyi gerektirecektir. Bunu bize peygamberimiz (sav) haber vermiş ve ahir zamanda bu Yahudilerin hepsinin Müslümanlar tarafından öldürüleceklerini söylemiştir. Elbette peygamberimiz (sav) her neyi haber vermişse mutlaka gerçekleşmiştir ve bu da olacaktır. İşte bu gün bu zulümleri gören insanlık, o gün Yahudiler öldürülürken adaletin tecellisini ve adaletin güzelliğini seyredecekler ve onlara acımayacaklardır. Belki de bu gün bu zulümler, o gün onlara acınmaması için bütün insanlığa ve de özellikle Müslümanlara gösterilmektedir.
“(Yahudilere) onlara zillet ve alçaklık damgası vuruldu ve Allah’ın gazabına uğradılar. Bu, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberlerini öldürmelerindendi. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı.” Bakara Suresi 61
Kısaca, dünyanın neresinde bir fitne ve karışıklık varsa, ülkemiz de buna dahildir, altında bir Yahudi parmağı vardır. Bu Yahudiler oldukça dünyada rahat ve huzur mümkün olmayacaktır. Bunun için huzur ve adaletin yaşanacağı asra bu yahudilerin kökü kazınarak başlanacaktır. Başka çare yoktur. Bu, peygamberimiz’in (sav) bize 1400 sene önceden verdiği bir müjdedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder