3 Ocak 2011 Pazartesi

İlaç fiyatları ucuzladı diye eczaneler kepenk kapattı!...



Toplum olarak zamlara alışığız da, fiyatların ucuzlamasına bir türlü alışamadık. Neydi o günler! Orta yaşta olan herkes hatırlayacaktır. Bir tüp alırsın. Tüp bitmeden bir değil, ikinci zam da gelmiştir. Kirada oturursun, yıl dolunca ev sahibi yüzde yüz zam ister. Döviz alırsın, bir gecede ikiye üçe katlar. Araba alırsın, yıllarca binersin ve iki katına satarsın. Üstelik o zamanlar herkes zamlardan şikâyet ederdi. Enflasyon canavarı diye haberler yapılırdı. Zamlar haberlerde eleştirilerek verilirdi. Güya herkes zamlardan şikâyetçiydi. Halk da bu zamların altında inim inim inlerdi, vs..vs… Özellikle eczaneler ilaçlara gelen zamları hemen o gün fiyatlara yansıtırlar ve küpür üstüne küpür yapıştırarak aradaki farkları cebe indirirlerdi. Yıllar ve yıllar böyle gelip geçti… Meğerse bu zamlardan yapılan şikâyetlerin hepsi yalanmış. İnsanlar meğerse bu zam kargaşası içersinde işlerini yoluna koyar, aradaki tatlı kârları cebe indirirlermiş(!) Meğer her şey göründüğü gibi değilmiş. Meğer çokları zamları sever ve bu şekilde malı götürürlermiş. Evet, zamlardan yapılan şikâyetler hep yalanmış. Amma ne olduysa oldu, o dönem bitti. Akşam yatıp sabaha zengin olma devri bitti. Halk fakirleştikçe zenginleşenlerin keyfi de kaçtı. O tatlı kâr dönemine alışık olan insanlar bir türlü yeni döneme ayak uyduramadılar. Direndikçe direniyorlar. Sekiz sene önce 1.70 tl olan dolar bugün, yani sekiz sene sonra 1.50 seviyelerinde. Benim kiracım iki senedir aynı fiyattan oturuyor, bu sene indirim yapmayı düşünüyorum. Alışılmış şey mi bu? Ev alıyorsun, aldığın fiyata satamıyorsun. Buğday desen öyle, yağ desen öyle.
Evet, bu tatlı kârlara alışıp, yeni döneme bir türlü ayak uyduramayanlardan bir gurup ta eczacılardır. Yıllarca fiyat küpürünün üstüne fiyat küpürü ekleyerek, her gelen zammı anında fiyatlara yansıtarak aradaki farkları ceplerine indirdiler. O zaman çok iyi idi. Oturdukları yerde servetlerine servet katarlardı. O da ne… Ömürlerinde bir defa, vatandaşın lehine olarak,  ilaçlarda indirime gidildi. Hepsi birden ayağa kalktı. Ne o,  cebinize mi dokundu? Efendim, indirim miktarı ceplerinden çıkacakmış. Yıllarca yapılan zamlar cebinize girdi ya… O zamanlar iyiydi. Bir defada şu vatandaşın lehine olan indirim cebinizden çıksın, ne olur? Olmaz, değil mi? Hemen protesto yap, kepenkleri indir. Oh… ne ala memleket. Ne kadar menfaatçi imişsiniz!...
Bir zamanlar yazmıştım, “her gördüğünü insan sanma! Onların içinde çok canavarlar vardır” diye. Gördünüz mü? İnsanların aleyhine de olsa yıllarca zamlardan kaynaklanan tatlı kârları cebine indirirken iyi, ömründe bir defa ve üstelik ucuzluk oldu diye hemen kepenkleri indir. Yazıklar olsun…Vatandaşın lehine olarak, ucuzluk oldu diye kepenk indirmek ha… Bu günleri de mi görecektik? İnsanların bu kadar menfaatçi olduklarını görmek çok acı…
Evet, veciz sözler kitabında şöyle yazar: “Bir insan eğer hep kendi menfaatini düşünüyorsa o insandan kaçın. En yakın akrabanız bile olsa”
Evet, bu ülke büyük bir değişime girmiştir. Bunun dönüşü de yoktur. Eski saltanatlarını kaybetme telaşında olanların son zamanlarda yaptıkları yaygaraları görüyorsunuz. Asla eski saltanatlarını bırakmak istemiyorlar. Yıllarca sürdükleri saltanat yetmedi, halâ devam etmesi için çırpınıyorlar. Beyler… geçti. Bundan 15 sene kadar önce öğrencilerime demiştim: Dünyaya bahar gelirken Türkiye bunun dışında kalamaz, diye… Evet, kalmadı… Öyle veya böyle eski dönem kapanacak ve yeni dönem başlayacaktır. Her yeni dönem elbette biraz sancılı başlar amma gelmesi de önlenemez. Türkiye’de yeni döneme girmektedir. Bu önlenemeyecek bir gidiştir. Zorbalık dönemi bitmiştir. Yeni dönemde şeffaflık olacak, gizli bir şey kalmayacaktır. Mahkemeler bile şahit yerine kayıtlardan, olayı bizzat seyrederek karar verme dönemine girmişlerdir. Bu yeni döneme herkes alışmak ve ayak uydurmak zorundadır. Uyduramayanlar eleneceklerdir. Bazı mikroplar vardır. Havasız ortamlarda yaşarlar. Ortam havalandırılınca ölürler. Aynen öyle de: sizler, gizli saklı dalaverelerle, topluma korkular salarak, cinayetleri işleyip, bombalar atarak arkasından da “tehlikenin farkında mısın” diye kışkırtıcılık yaparak saltanat sürme döneminiz geçmiştir. Meğer adam bombayı da kendisi atıyormuş, cinayeti de işletiyormuş, yaygarayı da basıyormuş. Ne mizansen amma… Geçti kardeşim, geçti. Artık ne yapsanız olmaz.Çünkü bulunduğunuz ortam havalandırıldı. Yani, deşifre oldunuz. Havayı görünce ölen mikroplar gibi sizler de deşifre olduktan sonra artık yaşayamazsınız.Şimdi ise, özü sözü doğru ve alnı açık olanların iş yapacakları dönemdir. Bu yeni dönem böyle. Sizler, Ya mutasyona uğrayarak yaşayacaksınız, yada öleceksiniz. Başka yolu yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder