27 Ocak 2011 Perşembe

Dünya’nın son bir Yaz’ı kaldı!

Lâ yağlemü men fissemeveti vel ardıl gaybe illallah’ ( Neml Suresi 65) ayet-i kerimesi ile sabittir ki; göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur. Peki, o zaman, bahusus peygamberimiz s.a.v.’in gaybdan verdiği haberlere ne diyeceğiz? Demek ki bu konuda da ifrat etmemek gerekiyor. Onun için istikametli olan ehl-i sünnet alimleri ‘Gaybı ancak Allah bilir, bir de O’nun bildirdiği kişiler, bildirdiği kadarını bilirler’ diyerek bu gayb konusunda istikametli olan yolu göstermişlerdir.  
İşte bu sırra binaen, Peygamberimiz s.a.v gayb olan ve ileride yaşanacak pek çok hadiseyi haber vermiş ve haber verdiği gibi onlar cereyan etmiştir. Elbette Peygamberimiz s.a.v. özellikle içinde yaşadığımız ahirzaman fitnesi ile ilgili olarak ta çok detaylar vermiştir. Şimdi biz, O’nun verdiği haberlere bakarak günümüzü anlamaya çalışacağız.
1990’larda Rusya’nın çöküşü ile dünyada büyük bir değişim başladı. Dinsizliği esas tutarak ortaya çıkan kominizmin merkezi çöktü. Dolayısıyla ona dayanarak devam eden diğer küçük merkezler de çöktü. Bir toplumun dinsiz yaşayamayacağı da bu şekilde anlaşılmış oldu. Bu yüzden günümüzde en koyu bir dinsiz bile, dine ve samimi dindarlara saygılı olduğunu ifade etmektedir. Tabii ki ülkemizde de kominizmin çöküşüne bağlı olarak bir çok gelişmeler  oldu; özel radyo ve televizyonlar yayına başladılar; radyolardan beş vakit ezanlar okunuyor, Kur’an’lar dinleniyor, ilahiler söyleniyordu, hadis dersleri, ilmihal dersleri yapılıyordu. Kur’an öğrenmenin yasaklandığı, ezanın Türkçe okunduğu günlerden gelen halk, bu gelişmeler karşısında şaşırmıştı. Herkes, artık dine olan hücumların bittiğini düşünüyordu. O zamanlar arkadaşlarıma diyordum ki ‘Bir soğuk daha bekliyorum’ Hemen her baharda gördüğümüz gibi, kış çıkarken yalancı bir bahar olur; ağaçlar çiçek açar, sanki bahar gelmiştir, arkasından bir soğuk, kar, kış; neredeyse kışı arattırır. Açmış olan çiçeklerin çoğunu soğuk vurur amma bu soğuk fazla sürmez ve arkasından hakiki sıcaklar ve bahar gelir. Adetullah böyledir. İşte bunun için, o 1990’larda bahar havası eserken etrafımdakilere ‘Yeni bir baskı dönemi bekliyorum’ diyordum. Evet, beş altı sene sonra dediğim gibi oldu ve 28 şubat süreci geldi. Öyle bir baskı ki neredeyse eski günleri arattı. ‘Çok sürmez’ dedim. Çok sürmedi ve geçti. Şimdi ise diyorum ki ‘ Bahar geldi, bir soğuk dalgası daha beklemiyorum’ Artık, inşallah o baskı günleri sona ermiştir ve dünya bahara girmiştir ve arkasından da o beklenen ‘Yaz’ gelecektir. Evet, Ümmet-i Muhammed’in 1400 yıldır beklediği Yaz’a giriyoruz. Asrımızın imamı Bediüzzaman Hz.leri de kendisinin kışta geldiğini ve ileride cenneti andıran bir bahar geleceğini şu şekilde müjdelemiştir. ‘Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz’ Üstadımızın geleceğini müjdelediği baharın geldiğini müjdelemek bana nasip oldu. Rabbime sonsuz şükürler olsun. Evet, müjdeler olsun, bahar geldi. Baharda soğuk olmaz diye bir şey yok, amma kış gibi olmaz.
Bugünden itibaren dünya öyle bir döneme girmiştir ki; bu dönem Mehdi-i azam ve İsa a.s dönemidir. Dolayısıyla, bu günlerde o mübarek zatın, Mehdi-i Azam’ın çıkmasını bekliyoruz. O’nun çıkışı ile bu günün zulümlerini ve zalimlerini gören insanlar kolayca O zatın etrafında toplanacaklardır. O’nun döneminde Alem-i İslam teşekkül edecek ve Kur’an bütün hükümleri ile hayata tatbik edilecek ve adeta yeni bir Asr-ı Saadet yaşanacaktır. Zaten böyle bir dönem yaşanmadan kıyametin kopmayacağını peygamberimiz s.a.v. bir çok hadislerinde haber vermiştir. O neyi haber vermişte olmamış! Elbette Mehdi-i azam’a ‘sen istediğini yap’ demeyecekler, mutlaka  onu durdurmak isteyen din düşmanları olacaktır. O, ordusu ile beraber onlarla cihad edecek ve galip gelecektir. İşte bu kardeşinizin en büyük arzusu, o orduda asker olmak ve o orduda şehid olabilmektir. Mehdi-i Azam saltanatının son 7 veya 9 yılında İsa a.s ile beraber olacak ve vefatından sonra da ümmet-i Muhammed’in başına İsa a.s. geçecektir. İşte yaşanacak bu süreç dünyanın manen son Yaz’ıdır.
Asrımızın imamı Bediüzzaman Hz.leri de bu konuda eserlerinde çok tafsilat vermiş ve açık olarak eserlerinde kendisinden sonraki asrın Mehdi-i Azam asrı olacağını, O zatın kendisinden bir asır sonra geleceğini, milyonlar askeri olacağını, ilk olarak ordusunu seyyidler cemaatinin oluşturacağını, Alem-i İslam’ı oluşturacağını ve Kur’an’ı bütün hükümleri ile toplum hayatında tatbik edeceğini; daha sonra semada cism-i beşerisi ile bulunan İsa a.s’ın yere ineceğini ve mehdi-i azam ile beraber olacağını ve insanlığın parlak ve güzel bir dönem geçireceğini açık olarak yazmıştır. ‘Son yaz’ dediğimiz işte budur. Çünkü, ondan sonra yeni bir islamî dönem beklenmemektedir.
 İsa a.s’ın vefatından sonra ise İslam’a düşman olan ve nefsin isteklerinden başka bir şey düşünmeyen zalimlerin yavaş yavaş dünyayı ele geçirecekleri ve hayvanî bir hayat yaşayarak sokak ortalarında çiftleşecekleri haber verilmiştir ki; kıyamet te işte bu zalimlerin başlarına kopacaktır.
Sonrası malum; haşir ile herkes ve bütün canlılar dirilip kabirlerinden kalkacaklar ve bu dünyada yaptıklarının hesabını vermek üzere haşir meydanına doğru hareket edeceklerdir. O gün Allah cc yardımcımız olsun.
Veylün yevmeizin lil mükezziben! O gün yalanlayanların vay haline!
 ( Bu ayet Mürselat suresinde on defa tekrarlanmıştır. Daha başka surelerde de defalarca tekrarlanmıştır)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder