28 Ocak 2011 Cuma

Hatası olmayan tek kitap: Kuran-ı Kerim!

Bu güne kadar yazılmış milyonlarca kitap vardır. Kütüphaneler bu kitaplarla doludur. Özellikle büyük alimler ve sanatlarında ileri giden sanatkârlar, milyonlarca profesörler arkalarında eserler bırakmışlar ve bunları kitaplarında toplayıp kendilerinden sonra gelenlere ulaştırmışlardır.
Kitap yazmanın ne demek olduğunu kitap yazanlar daha iyi bilirler. Buna yaşanmış kısa bir hikâyeyi anlatırsak umarım herkes anlar. İmam-ı Şafii Hz.lerine atfedilen bir kıssa şöyledir. Dört büyük mezhepten olan Şafii mezhebinin kurucusu ve ilmi deniz gibi olan İmam-ı Şafii Hz.leri bir kitap yazmış. Yazdığı kitabı yayınlanmadan önce hataları düzeltmek maksadı ile şöyle bir gözden geçirmiş ve bir çok hata tespit edip düzeltmiş. Daha sonra tekrar bir gözden geçireyim, olur ki başka hatalarda vardır demiş. Ve incelemiş. Tekrar bazı hatalar tespit etmiş ve düzeltmiş. Sonra bir daha, sonra bir daha… Bakmış hataların biteceği yok. Her defasında yeni hataları görüyor ve düzeltiyor. Nihayetinde pes etmiş ve demiş ki: Varsın bu kitap ta hatalı olsun. Hatanın biteceği yok. Anlaşılıyor ki bu dünyada hatasız tek bir kitap vardır, o da Kur’an-ı kerim’dir.
Evet, bu dünyada hatasız tek bir kitap vardır ve o da Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ı Kerim’in sadece bu özelliği bile onun insan sözü olmadığına, bu kâinatı yaratan zatın kelamı olduğuna delildir. Çünkü insanların içindeki en büyük alimler, en önde gelen profesörler ve ilminde ileri gitmiş herkes eserler yazıp, onları kitap halinde yayınlıyorlar. Alanlarında profesör olmuş ve en büyük alimler arasında yer alan ve bu işin yıllarca tahsilini görmüş insanlar bile hatasız kitap yazamamışlar, uzun tetkiklerden sonra bile hataları bitirememişlerdir. Hatta günümüzde kitapların bilgisayar yardımı ile de yazıldığı düşünülürse mesele çok daha iyi anlaşılır ve Kur’an-ı Kerim’in insan kelamı ve sözü olmadığı ayan beyan ortaya çıkar.
Konu ile ilgili başımdan geçen bir hadiseyi anlatacağım. Veciz Sözler adında hemen hemen 100 sayfa civarında cep boy bir kitap yazdım. Bilgisayara kaydettim. Kendim üniversite mezunu olduğum ve bu işin tahsilini de yaptığım halde kitaptaki  hataları bitiremedim. İlla bir gramer hatası, bir noktalama işareti hatası veya büyük küçük harf hatası oluyor. Bilgisayar ortamında her kontrol ettiğimde yeni hatalar buluyorum. Nihayetinde aynı İmam-ı Şafii Hz.leri gibi: Bu hataların biteceği yok. Ve olduğu kadar… deyip, baskıya verdim.
O zaman iyice anladım ki hiçbir dilbilgisi dersi almamış, edebiyat görmemiş, diğer ilimler de hiçbir tahsili olmayan ve hiçbir kimseden ders almamış bir kişinin böyle hatasız bir kitabı yazması asla mümkün değildir. Bu güne kadar, bu kadar alim ve profesörler, yüksek  tahsil ve doktora yaptıkları halde hatasız kitap yazamamışlarsa, nasıl olurda hiçbir tahsil görmemiş bir kişi hatasız kitap yazabilir? Bu asla mümkün değildir. Demek, Kur’an Allah kelamıdır.
Zaten peygamberimiz’in (s.a.v) tahsil görmeyişinin ve ümmi oluşunun bir hikmeti de budur. Peygamberliği hiçbir vesveseye veya şüpheye meydan vermeyecek şekilde aşikar olsun. Yoksa dünyanın en zeki insanı olan Peygamberimiz (sav) elbette okuyup yazmayı çok kısa bir sürede öğrenebilirdi.
Ayetlerin geldiği şartları düşünün. En sıkışık zamanlarda, savaşın şiddetli vakitlerinde… Evet, peygamberimiz (sav) gelen ayeti bir defa söylüyor ve o şekilde kaydedilip ezberleniyor. Asla şurası olmadı değiştirin demiyor ve o gelen ayeti bu güne kadar dost düşman bütün ilim erbabı inceliyor ve asla bir hata, bir eksiklik bulamıyorlar. Üstelik ayetler insanın yaratılmasından astronomiye, zerrelerden kürrelere, geçmişten geleceğe her alanda söz söylüyor. Verdiği bütün haberler ve bahsettiği her şey doğru çıkıyor.
Bütün bunlar ve bahsedemediğimiz nice deliller Kur’an’ın hak kelamullah olduğunu gösterdiği gibi, Hz.Muhammed’in (sav) de peygamber olduğuna en büyük delildir. Kur’an kelamullah ise elbette onun geldiği zat ta peygamber olacaktır. Madem o peygamberdir, öyleyse, O’nun her dediği doğrudur.
Bu durumda, dünya ve ahirette saadet isteyen ve bu gün yolunu şaşırmış olan insanlık O’nu dinlemeye mecburdur. O’nu dinlemeden yolu bulmak ve saadete ulaşmak mümkün değildir.


Günün sözü:
Bu alemi bize ders veren peygamberimiz Hz.Muhammed (sav)’dir. O’nu dinlemeyen bu alemden bir şey anlamadan göçer gider.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder