10 Ocak 2011 Pazartesi

Çocuklarınızın arasına fitne sokmayın!

Çocuklarınızın arasına ayırımcılık yaparak fitne sokmayın. Zira siz, hangi çocuğunuzun size daha faydalı olacağını bilemezsiniz. Çok tecrübelerle görülmüştür ki, insan sonunda en ummadığı çocuğuna muhtaç olur da, o çocuğundan fayda görür. Üstelik, iyi veya kötü hepsi sizin evladınızdır. Bunun için aralarında ayırımcılık yapmak yanlıştır ve yasaktır.
İnsanın elinde değil, bazı evladını daha çok sever, dolayısıyla onun üzerine daha çok düşer ve onu kayırır. İşte bu hareket diğer çocukların gözünden kaçmaz. Yusuf as’ın kardeşleri tarafından kuyuya atılmasının sebebi budur. Yusuf as’ın babalarına daha sevgili olduğunu görüyorlar ve babalarının sadece kendilerine kalmasını istiyorlardı. Demek bu kayırmacılık, değil kardeşlerin birbirlerine düşman olmalarını, hâttâ birbirlerini öldürmeye kadar varabilir. Bu durumların meydana gelmesinde baş sorumlular anne ve babalardır. Öyleyse, anne babalar işin ciddiyetini kavramalı ve evlatlarının arasında ellerinden geldiği kadar eşit davranmaya çalışmalıdırlar.
Bu durumda, eğer birisine bir şey verecekse, diğerlerine de aynısından vermelidir. Bu peygamberimiz s.a.v’in tavsiyesidir.
Hayatta iken bütün malın evlatlar arasında dağıtılması da son derece yanlıştır. Sen zaten ölünce, mallar onlara kalacak, Allah cc nasıl emretmişse öyle taksim edeceklerdir. Öyle olunca, hayattayken bütün malın evlatlar arasında dağıtılması niye? Demek bir kayırma veya art niyet vardır. İşte, ben ölünce ne olur ne olmaz deyip, hayattayken malın büyük bir kısmını sevdiğin evlada vermen, evlatlar arasına öyle bir fitne sokmaktır ki; onlar nerede ise ömür boyu artık birbirlerinin yüzlerine bakmazlar. Bunun suçu anne babaya aittir. Bu yaptıklarının ayrıca ahirette cezası da olacaktır.
Amma, ben öldükten sonra adaletle malı dağıtmazlarsa, birisi diğerinin hakkını yerse, bazı çocuklar haksızlığa uğrarsa diye endişeye gerek yoktur. Önce çocuklarını güzel yetiştir, hakkı, hukuku, haramı hel3ali öğret; sonrada gönül huzuru içinde git; zira artık onların yapacağı yanlış hareketlerden sen mes’ul olmazsın.
Dinimizde herkesin malı kendisine aittir. Yani, karının malı ayrı, kocanın malı ayrı, babanın malı ayrı, evladın malı ayrıdır. “Senin benim neymiş” gibi bir söz islami değildir. Kitaplarda da yeri yoktur. Bu kişilerin her biri malından meşru dairede tasarruf hakkına sahiptir.Yani, ailede herkesin vazifeleri vardır. Karı koca çalışıp kazansalar dahi, evi geçindirmek erkeğin vazifesidir. Hâttâ, kadın zengin bile olsa, kadının meşru ihtiyaçlarını karşılamak erkek üzerine bir borçtur. Hele kadına mehir olarak takılan altın vs’ye erkek kadının rızası olmadan el süremez. O, kadının malıdır. Gönlünü ederek güzellikle alabilirse başka, yoksa onlar kendisininmiş gibi, kadının rızası olmadan onları kadının elinden zorla almak, aynen sokağa çıkıp birini soymak gibidir. Tabii.. Hesap ahirette. Ahirette kadın kocasından, koca karısından, anne baba çocuklarından niye kaçacaklar…işte bu gibi hesaplar var da ondan.
 Kişi ölünce kalan mal mirasçılar arasında Allah’ın emrettiği gibi taksim edilir. Bizim, ölürken gideceğimiz yerde başımıza ne geleceğini düşünmemiz gerekirken, hâlâ geride kalanları ve bizden sonra olabilecekleri düşünmek yanlıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder