27 Ocak 2011 Perşembe

Bu dünya kimseye yar olmadı

İnsanlık tarihi boyunca belki de en fazla kendine aşık olunan dünyadır ve aşıklarına en kötü muameleyi yapan da yine dünyadır. Çünkü o, aşıklarına hiç acımadan çile çektirmiş ve sonrada koynuna alarak onları toprak etmiştir.
Öyleyse gel, bu dünya sevgisinden vazgeç. Madem ki bu dünya ve içindeki sevdiklerin, eninde sonunda seni terk edecekler. Onlar seni terk etmeden, sen onları terk et.
Dikkat et! Elde etmek için peşinden koştuğun şeylerin hepsi fanidir, geçicidir. Senden önce onlara sahip olanlar ne olmuşlar, bak! En büyük zevkleri aldıktan sonra ne oluyor, dikkat et. Sanki sen o zevki hiç almamış gibi oluyorsun. Geçmişe bir bak! Çok keyf ettiğin günleri hatırla. Bugün sen, sanki o günleri hiç yaşamamışsın gibisin, değil mi? Bir gün de bu dünyadan çıkacaksın. Ve sanki hiç bu dünyada yaşamamış gibi kendini hissedeceksin.
Öyleyse, bu dünyanın peşinden koşmak, onları elde edeceğim diye çırpınmak, rahat edeceğim diye koşuşturmak kar-ı akıl değildir. Öyleyse sen, akıllı insanlar nasıl yaşamışsa, ne yapmamızı tavsiye etmişlerse ona göre hareket et.
İnsanların en akıllısı bizim peygamberimiz Hz.Muhammed s.a.v’dir. O, bu konuda çok şeyler söylemiştir. Dünyanın üç gün olduğunu ifade etmiş, dünyayı bir yolcunun bir ağaç altında oturup istirahat etmesi sonra da kalkıp gitmesi şeklinde değerlendirmiştir.
Bu dünyayı yaratan Rabbimiz ise bu konuda şöyle buyurmuştur; “Dünya hayatı sadece oyun ve oyalanmadır. Ahiret yurdu sakınanlar için daha iyidir. Düşünmüyor musunuz?” En’am Suresi 32
“Siz her yüksek yere koca bina kurarak boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?”Şuara Suresi 135
“Dünya hayatı sizi aldatmasın” Fatır Suresi 5
“Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürmek için kimini kimine derecelerle üstün kıldık.” Zuhruf Suresi 32
Değerli kardeşlerim, dünyayı yaratan böyle söylüyor. Kime inanalım? Aldanmakta veya kendimizi aldatmakta fayda yok. Kabristanlar böyle kendilerine yazık edip te “ah..” çekenlerle doludur. Yarın onlardan biri de biz olmayalım. Bunun yolu: bu dünyayı yaratan Rabbimizin emirleri doğrultusunda bir hayat sürmek, elçisi ile gönderdiği tarzda bir hayat yaşamaktır. Eğer tam tersi olarak nefis ve şeytanın istediği bir tarzda hayat sürecek olursak hüsran kaçınılmazdır ve telafisi de mümkün değildir. İş, bugün yapılan bu ikazlara kulak vermek ve varsa yanlışlarımızı henüz vakit varken düzeltmektir.
Dünya hayatıyla ilgili çok şeyler söylenmiştir ve söylenmeye de devam etmektedir. İşte bazı örnekler:
-Dünya için yaratılmamışsın. Öyleyse, dünyayı elde edeceğim diye boşuna çırpınma ! Başkalara muhtaç olmamak için çalış!
-Kısacık dünya hayatındaki rahatın için bu kadar zahmetlere katlanıyorsun da, niçin ebedi hayatındaki rahatın için az bir zahmete katlanmıyorsun !
-Şaşılır o kimseye ki dünyada rahat etmek ister. O bilmez mi ki, Resulullah (s.a.v.) “Dünyada rahat yoktur.” Buyurmuştur.
-Dünya manen çok büyük, dalgalı ve derin bir denizdir. Çok insanlar onda boğulmuşlar ve halâ da boğulmaya devam etmektedirler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder