3 Ocak 2011 Pazartesi

Gözler kör, kulaklar sağır oldu!..


Peygamberimiz (sav) ahir zamanda olacak hadiseleri haber verirken akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin kalkacağını söylemiş ve o zaman insanların sağır ve kör olacaklarını bildirmiştir.
Başka bir hadis-i şeriflerinde gene ahir zamanda anlatanların çok olacaklarını, yapanların ise az olacağını bildirmiştir.
Şimdi ahir zamandayız ve peygamberimiz (sav)’in haber verdiği hadiseler birer birer gerçekleşmiş bulunuyor.
Konya’mızda bile yaşadığımız apartmanlarda kimse kimseyi tanımaz durumdadır, nerede kaldı komşu ilişkisi? Aynı apartmanda oturanların birbirlerini dahi tanımadıkları, demek ki komşu olarak hiç ilişkilerinin olmadığı bir gerçektir. ‘İyiyiz, iyiyiz’ diyerek kimseyi kandırmayalım. Akraba ilişkisi de nerede ise kalmamış. Ben şahsen bazı amca oğullarımı görsem tanımam. Akrabalar ne durumda bilinmezse onların durumlarını bilip ona göre yardımcı olmak nasıl mümkün olacak! Olaylar bize gösteriyor ki, istisnalar kaideyi bozmadığından, akraba ilişkileri de kalkmıştır.
Dinimizde akraba ilişkisi ve komşu ilişkileri son derece önemlidir. Akrabalarını yoklamayanların dünyada ve ahirete halleri perişandır. Çok ayet ve hadisler ile bu sabittir.
Komşu ilişkisine ise dinimiz o kadar önem vermiştir ki.. kişi kıyamet gününde her beş adımda bir komşusundan hesaba çekileceği bildirilmiştir. Artık durumu siz düşünün.
Kişi eğer bu ilişkileri devam ettirmek için elinden geleni yaptığı halde şartlar ve karşısındaki kişilerin davranışları yüzünden bu ilişkileri devam ettiremiyorsa inşallah yakayı kurtarabilir, yoksa bu ilişkileri bilerek kesenlerin ‘vay’ haline!
İşte toplum ve insanlık peygamberimizin (sav) haber verdiği gibi ahir zamana ulaşmış, komşu ve akraba ilişkileri kesilmiş ve cezası da çekilmeye başlanmıştır. Bunlardan birisi de gözlerin kör, kulakların sağır olmasıdır. Bundan önceki yazılarımızda “insanlar artık doğruyu ve yanlışı ayıramıyorlar” diye yazmıştık. İşte bu hal aslında peygamberimizin (sav) haber verdiği manevi körlük ve sağırlığın neticesidir. Dağ ne kadar büyük olursa olsun kör bir kişiye onu gösteremezsiniz. Aynı şekilde ne kadar anlatırsanız anlatın sağır bir kişiye duyuramazsınız.
İnsanların en çok yaptıkları hatalardan biri de Allah’ın emir ve yasaklarına uymadığı zaman cezasını ahirette çekeceğini sanmasıdır. Halbuki Allah’ın emir ve yasaklarına uymamanın cezasını daha dünyada çekmeye başlar, amma araya sebepler girdiğinden gerçeği göremez.
Evet, Allah’a kulluğu terk edenler daha dünyada perişan olmaya başlarlar. Çünkü Allah cc bu dünyada öyle bir düzen kurmuştur ki iman edip Salih amel işleyenler, emir ve yasaklara uyanlar rahat edecek şekildedir. Kâfirlerin hali daha dünyada perişandır. Onların görünüşte keyf ettiklerine bakarak aldanmayınız! İnandım deyip te farzları yapmayanlar, haramlara girenler ise aynı şekilde öyle bir duruma düşmektedirler ki.. sıkıntılardan etraflarını görememektedirler. Amma bilemiyorlar ki bu, kulluğu terk ettiklerindendir. Biraz dikkat etseler emir ve yasaklara uyanların rahat ettiklerini fark edeceklerdir. Görünüşte güya istedikleri gibi yaşayanlar keyf etmektedir. Bu,aldatıcı bir görüntüdür. Asıl keyfi, iman edip salih amel işleyenler sürmektedir amma görünüş öyle değildir. Bu da imtihanın bir gereğidir.
Evet, bu devirde dinimizi anlatan pek çok. Peygamberimiz (sav) bunu da haber vermiş. “Anlatan çok olacak, yapan az olacak” diye… Bu dahi günümüzde yaşanmaktadır: anlatan çok, yapan az.  Demek sabahtan akşama kadar dinimizdeki meseleleri konuşmakta fayda yoktur, amel yapmadıkça. İlla amel, illa amel… “Vel Asr” suresinde Rabbimiz bu gerçeği ifade etmiyor mu? “Asra yemin olsun ki, şüphesiz insan zarardadır. İman edip Salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç”
Demek zararda olanlardan olmamanın yolu: iman edip, salih amel işlemek, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmektir. Buradan anlaşılacak bir gerçekte sıkıntının çok olacağı, ilacının sabır olduğudur. Yapalım ve kurtulalım inşallah. Üç kuruşluk bir dünya menfaatini elde etmek için ne sıkıntılara katlanıyoruz. Ebedi hayatımızdaki rahatımız için neden az bir zahmete katlanmayalım!?

1 yorum: