3 Ocak 2011 Pazartesi

Kabir Ahiretin Kapısıdır!..



Kapı çok önemlidir. Kapıya bakarak içerinin durumunu anlayabilirsiniz.
Hapishanenin kapısı demirlerle yapılıp kalın kilitlerle kilitlenmiştir. Bir güzel mağazanın kapısı ise gayet hoş ve güzeldir. Her iki kapı da içeriye göredir. Demek, kapı içeriden haber vermektedir.
Evlerin kapısı da öyledir. Her evin kapısına bakarak o evin içini, ihtişamını, fakir ve zengin oluşlarını, döşemesine kadar anlayabilirsiniz. Hatta zaman içinde içerisi değişirse kapının da değiştiğini görürsünüz. Bir villanın kapısı ile bir fakirin evinin kapısı aynı değildir. Ev ne ise, içinin durumu ne ise, kapı da ona göredir.
Ülkelerin de kapıları hükmünde olan gümrük kapıları da aynıdır. Gümrükteki memurların durumuna, davranışlarına ve genel duruma bakarak o ülkenin nasıl bir ülke olduğunu, insanlarının seviyesini, hatta ülkenin ekonomik durumunu anlayabilirsiniz. Zaman içinde o ülke değişirse, gelişirse, kapıdaki durumun da ona göre değiştiğini görebilirsiniz.
Demek bu bir kanundur ki, kapılar içeriden haber verirler. Kapıya bakarak içeriyi anlayabilirsiniz.
Kabir de ahiretin kapısıdır. Kabirde göreceğin muamele girdiğin ahiret aleminde başına geleceklerden haber verir. Eğer kabre vardığında iyi muamele görürsen inşallah daha sonraki ahiret alemlerinde de rahat edeceksin demektir. Yok, eğer, Allah cc korusun, kabirde azaplar ile karşılaşırsan girdiğin ahiret menzillerinde de daha fazla azaplar seni bekliyor demektir.
Bu yüzden kabir önemlidir. Önemi de buradan gelmektedir. Bu yüzden peygamberimiz sav “Kabir ya.. cennet bahçelerinden bir bahçe, yada cehennem çukurlarından bir çukurdur” buyurmuşlardır. Demek, cennete gidecekler cennet hayatının bir numunesini daha kabir hayatında yaşamaya başlarlar, cehennem ehli olanlar da daha kabirde cehennemin bir numunesini yaşamaya başlamaktadırlar.
Kabir bize çok yakındır. Hatta sabah kalkıyoruz amma, akşamı kabirde geçirmeyeceğimiz garanti değildir. Nitekim nice insanlar aynı bizim gibi evden çıktıkları halde ve hiç  hesaplarında olmadığı halde akşama kabre girmiş oluyorlar. Bizler için de aynı şeyler geçerlidir. Buna rağmen, sanki hiç böyle bir şey yokmuş gibi yaşamak; işte gaflet bu olsa gerek!
Akıllı insan kabre, ölüme kendini hazırlayan insandır. Ölümü düşünmeyenlerin dünyaya dalacakları, dünyaya dalanların ise akibetlerinin feci olacağı malumdur.
Dünyadaki rahatına düşkün olan insanoğlu, bunun için nice masraflar edip, nice zahmetlere katlanarak çalışırken; neden acaba kabirdeki rahatını, kıyamet günündeki rahatını ve neticede cennetteki ebedi olarak edeceği rahatını düşünmez! Dünyadaki az bir rahatı için çok zahmetlere katlanır da, acaba neden ebedi hayatındaki rahatı için az bir zahmete katlanmaz!
Evet, kabirde, cennette rahat etmek isteyenler ibadetin az bir zahmetine katlanmak zorundadırlar. Namaz da kılacaklar, oruçta tutacaklar, zekat ta vereceklerdir. Canları çok çekse de haramlardan uzak duracaklardır.
Unutmayalım!  Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değildir.
…….
GÜNÜN SÖZÜ: “Ne olur! İbadetin az bir zahmetine katlan. Yoksa çok zahmetler seni bekliyor!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder