Birincisi, bu soruya doğru cevap bulabilmek için olaylara biraz daha geniş çerçeveden bakmak gerekir.
İkinci olarak, kavramları yerinde kullanmayı bilmemiz gerekir. Nitekim dost ve düşman kavramları da bunun gibidir. Senin dostun olan birisi, bir başkası için düşman olabilir. Bir ülkeyi işgal eden ordu, düşman ordusu; onlara karşı ülkelerini savunanlar da kahraman oldukları halde; bu ülkelerini savunan kahramanlar işgalci ordu tarafından direnişçi veya terörist olarak sunulabilirler. Apo, bize göre terörist başı olduğu halde, PKK’lılar için bir kahramandır.
Demek ki, birisinin terörist demesi ile kişi hemen terörist olmayacağı gibi, dost demesi ile de dost olmaz.
El Kaide meselesi de aynen böyle… İsmini ilk olarak 11 eylül saldırıları ile duyduğumuz bu örgüt bu gün dünya üzerinde Amerika’ya karşı silahla mücadele eden tek örgüttür. Bu durumda elbette Amerika tarafından terörist veya düşman olarak ilan edilecektir ve edilmiştir. Bundan daha normal ne olabilir. Amerika Irak’ı işgal etti. Nasıl bir zamanlar bizim ülkemizi de İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar işgal etmişti. Bu işgalcilere karşı kurtuluş savaşını veren ve bu düşmanları ülkemizden sürüp çıkaranlar da elbette bizim kahramanlarımızdı. Amma bir yunanlıya göre bizim bu kahramanlarımız birer direnişçi veya terörist idi. Şimdi Amerika Irak’ı işgal etti ve bir avuç insan da ülkelerini savunmaya çalışıyor. Bu kahramanlar Amerika’ya göre, haberlerde verildiği gibi, direnişçi veya teröristtir. Amma Amerika öyle dedi diye hemen onlar terörist veya direnişçi olur mu? Veya bizim de onlara direnişçi veya terörist dememiz yakışır mı? Yani, onlar ülkelerini savunmayıp ta onları buyur mu etmeleri gerekirdi? Mesela, dünya hep böyle devam edip gidecek değil yâ.. Yarın Amerika zayıflasa, diyelim ki Çin devleti de ilerlese ve Amerika’ya saldırsa Amerikalılar ülkelerini savunmayacaklar mı? Veya savunanlar terörist veya direnişçi mi olacak?
Evet, günümüzde Amerika güçlüdür ve birçok İslam ülkesini işgal etmiş ve milyonlarca Müslümanı da şehit etmiştir. Ve halâ da öldürmeye devam etmektedir. Şimdi, bu durumda, ona karşı hiçbir silahla mücadele eden olmayacak mıdır? Elbette olmalıdır ve olacaktır. Bir hayvanın bile evine hücum etseniz sizinle mücadeleye girişir. Koca alem-i İslam’ın bu kadar işgal ve bu kadar öldürülen müslümana karşı seyirci kalması kabul edilebilir mi? Elbette birileri çıkmalı ve gücü yetmese bile silahlı mücadele etmelidir. Eğer bu kadar da olmazsa yarın ahirette bizim yüzümüze tükürürler.
İşte El kaide, sadece basından öğrendiğimiz kadarı ile, Amerika’ya karşı silahlı bir mücadele vermektedir. Amerika da bütün dünyada El kaide mensuplarının peşinde ve dolayısıyla ülkemizde de El kaide operasyonları yaptırmaktadır. Amerika’ya göre bunlar düşmandır. Bütün dünyada onları yok etmek için elinden geleni yapmaktadır. Bu normaldir. Amma Amerikanın her düşmanı bizim de düşmanımız olacak diye bir şey yoktur.
Biz maalesef iki yüz seneye yakın zamandır yolumuzu şaşırdığımızdan dostumuzu ve düşmanımızı da ayıramaz hale geldik. İki yüz yıla yakın zamandır yüzümüzü batıya çevirdiğimizden onların dost dediklerini dost, düşman diklerini de düşman sanıyoruz. Onları müttefikimiz diye isimlendiriyoruz. Halbuki fark etsek göreceğiz ki ülkemizin altını oyan, PKK yı bile besleyip silahlandıran ve üzerimize saldırtanlar gene onlardır. Biz kurtuluş savaşımızı kime karşı yaptık, bu ülkeyi kimlerden kurtardık, bir düşünsek gene gerçeği görebiliriz. Öyleyse, bize ne oluyor da gerçekleri göremiyoruz?
Biz iki yüz seneye yakındır yüzümüzü batıya çevirdik, batılılaşacağız diye bütün mukaddesatımızı feda ettik. Nihayet onların kuyruğuna takıldık. Bu yüzden bizdeki bütün güzel hasletler gitti ve Avrupalıların ne kadar kötü hasletleri varsa bize geldi.
Şimdi öyle şaşkınlaştık ki… onlar birsine dost derse biz de onu dost biliyoruz, onların düşman dediğini de düşman sanıyoruz. O şanlı Osmanlı’dan sonra düştüğümüz hale bakın: dostunu, düşmanını ayıramayan bir ülke…Allah cc hiçbir ülkeyi bizim durumumuza düşürmesin, amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder